Anaokuluna Başlarken Uyum Süreci Önerileri

Çocukların geleceğini belirleyecek olan toplumsal ve ahlaki değerlerin aktarılması, yaşamın ilk yıllarında başlar. Temel bilgi ve beceriler bu dönemde kazanılır. Bu nedenle okulöncesi eğitimin önemi çok çok büyüktür.

Aileden sonra okul, çocuğun ilk temel toplumsallaşma kurumu niteliğini taşır. Çocuk okula başladığında çevresinde uyulması gereken kurallarla, özümsenmesi beklenen bilgileri bulur.

Günümüzde 3 yaşında anaokuluna başlayan çocuklar için anaokulu gelişimlerindeki en önemli basamaktır.

3-6 yaş çocuklarının eğitimini gerçekleştiren okulöncesi eğitim kurumunu, annenin yokluğunu giderecek bir kurum olarak değil de, annenin tek başına çocuğun üzerindeki ilk yıllardaki rolüne katkıda bulunan ve bu rolü yaygınlaştıran bir kurum olarak değerlendirmek gerekir.

Anaokulu, kurum olarak ailenin dışına atılan ilk adım olarak düşünülmelidir. İlk üç yıl içinde çocuk, model olarak gördüğü anne ve babasından alabileceğini alır ve kendisine tanınan fırsatlar ölçüsünde belirli bir psiko-sosyal olgunluğa varır. Ancak bu gelişim sınırlıdır.

Anaokulu, çocuğa bilgi aktarmaktan çok, çocuğun içinde var olan yeteneklerin serpilip gelişmesine yardımcı olur. Çocuk, anaokulunda en iyi oyun ortamını bulur, iş birliğini geliştirir, yaşıtlarıyla iletişime girerek yaşamayı öğrenir.

Okulöncesi eğitim kurumu, aynı zamanda kuralları en etkili bir biçimde öğretebilen bir kurumdur. Çocuk burada, kendi hakkını korurken, paylaşmayı ve başkalarının özgürlüğünü zedelememeyi öğrenir.

Anaokulunda pek çok şey onlar için farklı ve yenidir. Bazı kuralların da olduğu bu sosyal çevreye alışmak minikler için çok da kolay olmayabilir. Kimi çocuk çok çabuk alışırken bazıları daha geç alışabilir. Anaokuluna başlama ve okula uyum süreci her çocuk için farklı gelişebilir.

Anaokuluna başlama döneminde büyük değişiklikler yaşanır

Çocuğa yeni öğrenme fırsat ve olanakları hazırlayan çevre, onun gelecekteki özgüveni ve mutluluğu açısından büyük önem taşır.
Ancak anaokuluna başlamak, çocuğun yaşamındaki büyük değişikliklerden biridir.
Çocuklar, anaokuluna başlayana kadar, ailesinin içerisinde kurmuş olduğu iletişim ağı aslında çocuğun bütün hayatını etkiler.
Anaokuluna başlama döneminde çocuk, kurallarını bildiği ev ve aile ortamından henüz hakkında fazla bir şey bilmediği ilk defa gördüğü kişilerin bulunduğu bir ortama girer. Bu yeni durumun çocuklarda uyum sorununa yol açması olası bir durum haline gelir.
Bireyselleşme ve kalabalık gruplarda bulunmamak, çocukta yabancılarla iletişime geçmede zorluklara neden olabilir. Yani aslında, karşılaştıkları bu yeni ortamda kaygı duymaları ve çeşitli davranış değişiklikleri göstermeleri oldukça doğaldır.

Çocuğun gözünden okula ilk adımda ise “Bu insanlar kim? Annem babam nerede? Burada bana iyi bakabilecekler mi? Neden annem ve babamdan ayrılıyorum? Hep burada mı kalacağım?” gibi sorular her çocuğun aklına gelebilir. Okula yeni başlayan bir çocuğun bu kaygılarının olması çok çok normal bir durumdur. Çocuk kendini boşluğa düşmüş, terkedilmiş hissetmesin diye biz okula uyum süreci programında kademeli uzaklaştırmayı esas alıyoruz.

Çocuğunuzun birçok özelliği göz önüne alınarak saatlik başlayan alışma süreçleri zaman geçtikçe artacak ve çocuk öğretmenine güvendiği anda ayrılma evresi tamamlanmış olacaktır.

Bu sürecin nasıl işleyeceğine bakacak olursak;
-İlk günlerde çocuklardan okulda yemek yemesini ve uyumasını beklememelisiniz. İlk günlerde tamamen çocuğun eğlenebileceği bir hafta içinde olmanızı öneriyoruz. Bu tip aktivite ve durumlar çocuğun canını sıkacak ve bunaltacaktır. Bu sebeplerden dolayı çocuğunuzun ilk hafta okulda durma süreleri kısa olmalı. Başlangıç için çocuğun, ilk önce arkadaşlarına değil öğretmenine alışması ve güven duygusunu kavraması çok önemlidir. Ancak uyum süreci tamamlandıktan sonra uyku, yemek, servis gibi aşamalara geçiş yapılmalıdır.

Her Çocuğun Uyum Sürecini Aynı Geçirmesini Beklemeyin
İlk haftalarda okula hemen adapte olan çocukların okul farkındalıkları sonradan gelişebilir ve ilerleyen zamanlarda çocukta zorlanmalar görülebilir.
İlk haftalarda okula uyumda zorluk yaşayan çocuklarda ise adaptasyon sürecinden hemen sonra okula uyumda sorun yaşamama gibi durumlar gözlemlenebilir.

Anne-Babanın Gözünden Okula İlk Adım
Çocuklarınızın okula başlaması sonucu korku, keder ve kaybetme gibi duygular hissedebilirsiniz ve aklınızda ister istemez birçok soru işareti canlanabilir. Fakat unutmayın ki çocuklarda okula uyum sürecinde zorlanma görülmesine sebep olan etmenlerden biri de aile tutumlarıdır.
Örneğin;
•Kararlılık gösterememe ve sabırlı olmama durumları
•Çocukla birebir ilgilenen kişinin tutumunun net olmaması. (anneanne- babaanne-bakıcı)
•Çocuğun beslenme alışkanlıklarının değişmesi.
•Sosyal ortama girme sıklığı.
•Anne ve baba ile geçirilen zamanın önemi.
•Anneye bağımlılığını devam ettiren durumlar (emme, ten teması kurma alışkanlığı).
•Çocuğun mizacı gibi etmenler çocuğun okula uyum sürecinde çok etkili olan durumlardır.

DİKKAT!
Okula başlarken yaşanan ayrılık; çocukta travmatik bir durum değil, olumlu bir gelişme olarak görülmektedir.
Ebeveynlerinden ayrılmaları, sosyalleşme isteklerinin doğduğu gelişimsel bir döneme denk geldiği için tehdit ya da travmatik bir yaşantı olmamaktadır.
Aslında çocuklara sosyalleşmelerine olanak verildiği için bu tamamen sağlıklı bir durum haline geliyor.


Anaokuluna başlama döneminde ebeveynlere öneriler

•Ebeveynlerin sakin olması çok önemlidir. Çocuklar ailelerinin yüzlerini okur. Çocuk okula gelirken sizinle birlikte gelecek. Haliyle ilk zamanlarda gözleri hep sizin üzerinizde olacak. Sizin güler yüzle okula gitmeniz, sakin ve kararlı davranışlar sergilemeniz çok önemlidir. Unutmayın, çocuklar her zaman ailelerinin yüzlerini okurlar.
•Sürprizlerinizi her zaman bulundurun. Asla büyük şeyler olmamasını öneriyoruz. Örneğin; evde senin için bir sürpriz var. “Okul bittiği zaman sana göstermek için sabırsızlanıyorum” diyebilirsiniz. (Evde en sevdiği keki yaparak beklemek, kartonlardan yıldızlar keserek evde yakasına takmak vs.)
•Okulda yaptığı etkinlikleri mutlaka büyüklerinize gösterin ve asın. Bu durum çocukları okula pozitif olarak bağlıyor.
•Vedalaşma süreleri çok uzun olmamalıdır. Bu vedalaşmalar zorlu bir süre olabilir. Ama siz çocuğunuzu bilgilendirerek (Ben işe gidiyorum, okulun bitince gelip seni alacağım) arkanıza bakmadan net ve kararlı bir şekilde ayrılma yaşamalısınız.
•Okul çıkışlarında tam vaktinde çocuklar alınmalıdır.
•Ebeveynleri olarak sizin çocuğun okulda kalması konusunda kararlı davranmanız, gözyaşlarına teslim olmamanız gerekmektedir.
•Çocuğu okula getiren kişi ve bekleyen kişininde kaygılı hissedip hissetmemesinde etkilidir.
•Herkes aynı görüşte olmalıdır ve hissetirmelidir.

 

 Kullanılan Dil Önemlidir!
- “Sen büyük bir çocuksun. Bu tip şeyler hissetmemeli ve yapmamalısın”
+ “Benimle olmak zaman geçirmek seni çok mutlu ediyor ve benden ayrıldığın için üzülüyorsun biliyorum. Okula gitmek bizim sorumluluğumuz ve benim de işe gitmem gerekiyor. İstersen bugün en sevdiğin oyuncağı okula götürerek öğretmenine gösterebilirsin”

Örneğin baba çantasını çocuğa uzatırken;

→ Anne: “Baban ve ben işimize gidiyoruz . Seni de okulda bekleyen öğretmenin ve arkadaşların var. Grup faaliyetleri içinde sana ihtiyaçları olduğunu sanıyorum. İstersen artık yola çıkalım. Hafta sonu için de sana sürpriz programımız var.” gibi bir yaklaşımı daha doğru olacaktır.

•Çocuğun gelişim dönemini göz önünde bulundurmalısınız.
•Beklentiyi çok yüksek tutmamalısınız.
•Okula senenin başında başlatmaya, çocuğun uyumu için dikkat etmelisiniz.
•Ebeveynleri olarak sizlerin, çocuğunuza her sabah anaokuluna gitmeden önce, okulda neler yapacaklarını anlatmanız korkuyu ve belirsizliği azaltacaktır.
Örneğin “Oyun oynayacaksın, şarkı söyleyeceksin, dışarı çıkacaksın ve yemek yiyip, uyuduktan sonra, biz gelip seni alacağız.”
•Beden dili ses tonu uyumuna özen gösterin.

İnsanlar yaşamları  boyunca öğrendiklerinin u ini  0-6 yaş arasında öğrenir. (Benjamin Bloom)

 

Psk. Dan. Hilal ERDEM & Psk. Dan. Nurşah URAS

Herkese Neş’eli bir dönem diliyoruz, sevgilerle.