Çocuklarda Bilişsel Gelişim Özellikleri

Dünyaya geldiği andan itibaren çocuk, çevresini keşfetmeye ve anlamlandırmaya başlar. Bu süreç yetişkinliğe kadar daha etkili ve ayrıntılı şekilde devam eder. Bilişsel gelişim olarak adlandırılan aktif zihinsel faaliyetlerde ilk aşama çocuğun nesnelerin değişmezliğini fark etmesidir. Bilişsel gelişime dair farklı kuramlar ve eğitimcilerin farklı görüşleri bulunmaktadır. Gelişimin evreler halinde olduğunu düşünen kuramcıların bilişsel gelişime dair öne sürdüğü kurallar vardır:

Evrelerin değişmez bir sırası vardır ve bu sıra hiyerarşiktir.  Her bir dönem kendinden öncekinin kazanımlarını da içerir. Bilişsel gelişimde bireysel farklılıklar vardır. Gelişim özellikleri her bireyin kendine hastır. Her dönem için tipik özellikler mevcuttur.

 Bunlar arasında Jean Piaget’in kuramı ve çalışmaları, günümüzde de en çok ilgi gören kuramdır. Bu kurama göre bilişsel gelişim dört dönemden oluşur:

Düşünmenin başlangıcı kabul edilen bu dönemde çocuk, duyu organlarının ve bedeninin farkına varır. Refleksif davranışlardan amaçlı davranışlara geçilir. Piaget’e göre bu evrede görülen iki önemli refleks emme ve yakalama, birçok davranışın temelini oluşturur.

Nesnelerin değişmezliği kazanılır. Döngüsel tepkiler bu dönemde kendisini gösterir. Taklit ve ertelenmiş taklit ortaya çıkar. Kendi bedenini dış dünyadan bağımsız olarak algılamaya başlar. Deneme yanılma yolu ile öğrenme keşfedilir. Dönemin sonunda zihinsel süreçlerin başladığını söyleyebiliriz. Çocuk, bu aşamaya kadar kendisini ve dünyayı tanıma çabası içerisindedir.

Çocuğun kendisini daima sahnede görmek istediği dönemdir. Onun yaptığı ve istediği her şey doğrudur. O var olduğu için herkes vardır. Elleriyle gözlerini kapattığında kimsenin onu göremeyeceğini düşünür. Ona göre o kimseyi göremediğinde kimse de onu göremez.  Bu durum dönemin tipik özelliği olan benmerkezcilikten gelir. Dil gelişiminin hızlı olduğu bir dönemdir. Sihirli düşünce, animizm (canlandırmacılık) ve sembolik oyun bu evrede görülür. Hayal gücünü aktif olarak kullanan çocuk için tahta bir çubuk onu uzak diyarlara götüren atı olabilir. Akranları ile oyun oynamaya başlar, sembolik oyunlar tercih edilir. Bu oyunlarda çevresindeki yetişkinlerin taklitlerine rastlanabilir. Dönemin sonlarında tek yönlü düşünebilme başlar. Sezgisel düşünme, bu dönemde mantık kurallarının üstünde yer alır. Nesnelerin korunum özelliğini çocuk henüz keşfetmemiştir ve nesnelerin dikkat çeken özelliğine odaklanıp diğer özelliklerini gözden kaçırabilirler.

Dönemin adından da anlaşılacağı üzere çocuk, bu evrede somut işlemleri gerçekleştirebilir. Sadece somut nesneler üzerinde zihinsel olarak problem çözme becerisini geliştirir. Bu dönemde yer alan çocuklarla somut nesneleri kullanarak veya somut ifadelerle problemlerin çözümü daha olanaklı hale gelecektir. Benmerkezcilik, etkisini dönem içerisinde yitirir ve çocukta başkalarının düşüncelerini anlama kavramı ortaya çıkar. Sıralama ve sınıflama işlemleri birden fazla özellik değerlendirilerek yapılır.

Bu dönemde çocuk;  geliştirdiği inançlar, değerler ve fikirlerle birlikte kendi dünyasını inşa etmeye başlar. Toplumun yapısı, felsefe ve politika üzerine daha fazla düşünür. Benmerkezciliğin yeniden ön planda olduğu bu evrede, çocuk için kendi düşünceleri ve istekleri her zaman en doğrudur. Yetişkin gibi düşünebilme sürecine girmiş olsa dahi sağlıklı karar verme yetisi henüz tam anlamıyla gelişmemiştir. Mecazi anlam taşıyan sözler, deyimler bu dönemde anlaşılır hale gelmektedir.

 

Piaget’in belirlediği bu evrelerin özelliklerini bilmek, çocuğun bilişsel gelişimini desteklemek adına önemli ipuçları sunmaktadır. Bu noktada göz önünde bulundurulması gereken en önemli unsur bireysel farklılıklardır. Nitekim her çocuk kendine özgü bir gelişim sürecinden geçer.

 

Psk. Dan. Ayşen Yeşim USLU