İstanbul
Kemerburgaz

Çocukluk Döneminde Duygusal Zekanın Gelişimi

Duygusal zeka; kişinin kendisinin ve diğerlerinin hislerini ve duygularını izleme, bunlar arasında ayırım yapma, bu bilgiyi düşünce ve eylemlerinde kullanma becerisini içeren, sosyal zekanın bir alt kümesidir.

Büyüklerin (anne-baba, bakıcı yada öğretmen) çocuklar ile olan ilişkileri ve yaşamın ilk yıllarında onlara kazandırdıkları tecrübeler, çocukların duygusal ve beyin gelişimlerinin yanı sıra onların gelecekteki tutum ve davranışları üzerinde de etkilidir.

Son yıllarda yapılan araştırmalar, IQ’nun hayattaki başarıya katkısının ’dan fazla olmadığını göstermektedir.

Yüksek IQ, başarının, prestijin veya mutlu bir yaşamın garantisi değildir.

Akademik yetkinliği ön planda tutup; duygusal becerilerin geliştirilmesini ihmal etmek oldukça yanlış bir tutumdur.

Beyinin gelişimi, kalıtım ve ilk çocukluktaki deneyimlerin kombinasyonu ile oluşur.

Beyinin sağlıklı gelişebilmesi için beyin hücrelerinin devamlı hareket halinde olması ve birbirleriyle bağlantılar kurması gerekmektedir.

Beyindeki bu bağlantıların oluşumu çocuğun içinde yaşadığı ortamdaki zihinsel, fiziksel ve duygusal uyarılar ve tepkilerle oluşur.

Beyin özellikle ilk senelerde esnek ve değişime çok yatkındır. Erken yaşta beyinde oluşan bağlantıların daha sonraki yaşlarda değişmesi zordur.

Hayatın ilk seneleri duyguların ve beynin gelişmesinde oldukça önemlidir. Bu çok önemli zaman içersinde yaşanan negatif deneyimlerin ve stresin beyin gelişimi üzerinde olumsuz etkisi vardır.

Fiziksel ve duygusal ihtiyaçların karşılanması, yaşanılan pozitif deneyimler çocuğun beyninin sağlıklı gelişmesini sağlar. Duygusal açıdan sağlıklı gelişen çocuklar gerek ergenlikte gerekse yetişkinliklerinde stresle baş edebilir, sosyal becerilere daha yatkın bireyler olarak yetişirler.

İki aylık bir bebeğin sabahın üçünde kalkıp ağlamaya başladığını düşünelim.

İkinci çocuk, ihtiyaçlarının insanlar tarafından fark edilebileceğini, onlardan yardım isteyebileceğini ve bu yardımı sağlamakta etkili olabileceğini öğrenirken;

Birincisi, aslında kimsenin kendisini umursamadığını, insanlara güvenilemeyeceğini ve teselli bulma çabalarının sonuçsuz kalacağını keşfeder.

Üzgün ya da sevinçli olduğunuz zaman çocuğunuzun bunu bilmesine ve sizi görmesine izin verin. Sahip olduğu duyguları sizin de paylaştığınızı öğrenecektir. Bu çocuğunuzun başkalarına empati göstermeyi öğrenmesini sağlayacaktır.

Çocukların Duygusal İhtiyaçları:

Çocuklar sosyal ve duygusal gelişimlerinde birçok safhadan geçerler. Çocuk bu süreçlerde sık sık bir önceki aşamaya doğru kayar. Bu olay oldukça geçicidir ve daha sonra görürsünüz ki son zamanlarda gerçekleşen moral bozucu bir olay buna sebep olmuştur.

Bütün çocukların üzgün ve gergin oldukları zaman rahatlatılmaya ihtiyacı vardır. Onunla sakin bir biçimde konuşun.

Çocuğunuzla zaman geçirin, kendi dünyasını keşfetmesine ve bu dünyadaki insanları bilmesine yardımcı olur.

Çok küçük çocukların, devamlı rutinlere ihtiyacı vardır. Birkaç tane rutininiz olsun ve bunlara bağlı kalın. Bu onun dünyayı anlamasına ve olayların bir sıra düzeninde olduğu hakkında güven duymasına yardımcı olacaktır.

Duygusal açıdan sağlıklı yetişen çocuklar;

Kendilerini daha iyi hissederler.

Şiddete eğilimleri olmaz ve empati duyguları gelişir.

Daha az davranış problemleri gösterirler.

Arkadaş etkisinde kalmazlar.

Çatışma anlaşmazlık gibi durumlara daha kolay çözüm yolu bulurlar.

Duyguları Tanımak (Özbilinç)

Çocukların hisleri ile davranışları birbirleriyle yakından ilişkilidir. Çocuklar doğru hissediyorlarsa doğru davranırlar. Peki doğru hissetmelerini nasıl sağlarız?

Onların doğru hissetmelerini sağlamanın yolu ONLARIN HİSLERİNİ KABUL ETMEKLE BAŞLAR.

Çocuğun neler hissettiği bilinmeli ve ona bunları aktararak onun da bilmesi sağlanmalıdır.

Bu yapıldığı zaman o duyguları üreten çocuğun beynindeki bağlantıların gelişimine yardımcı olunmaktadır.

Çocuğun duyguları anlaması için beynindeki bağlantılar kurulmuş olmaktadır.Diğer bir deyişle duygusal zekası gelişmektedir.

Çocuğun, duygularını sözcüklere dökebilmesi, temel ihtiyaçlarını gidermesinde önemli bir noktadır.

 

 

Empati (Başkalarının Duygularını Anlamak)

Empati, bireyin başkalarının duygularına karşı duyarlı davranarak, bu duyguları tanıması, anlaması ve yorumlamasıdır.

İnsanların hislerini onlar söylemeden anlayabilmek; empatinin özünü oluşturur.

Küçük yaşlardaki çocuklar gözlemlendiğinde;

Bir başka bebeğin düştüğünü gördüklerinde sanki canı acıyan kendileriymiş gibi gözlerinin dolduğuna,

Ağlayan bir bebeğe sakinleştirmek için kendi oyuncağını verdiğine,

Zor durumda bir yaşıtını gördüğünde annesine giderek onun için yardım ister tavırlar sergilediğine tanık olmak mümkündür.

DAHA EMPATİK ÇOCUKLAR YETİŞTİRMEK İÇİN;

Çocuğunuzun daha ilgili ve sorumlu olması için onları yönlendirin, ve böyle davranmalarını onlardan bekleyin.

Yaş gruplarına uygun olarak dağıttığı oyuncaklarını, odalarını toplamalarını isteyin, bu davranışları bir ödüle bağlayın.

Günlük işlerde yetenek ve becerileri dikkate alınarak anne babaya yardım etmesi beklenebilir.

Aile içindeki ve çevredeki kişilere iyilik yapmalarını teşvik edin. Bunlar birisi için kapıyı tutmak, hasta bir arkadaşını ziyaret etmek yada ona telefon etmek olabilir.

Sonuç ve Öneriler

Beynin gelişimini kalıtım ve deneyimler etkiler. Bu ikisinin karışımı beyin gelişimini biçimlendirir.

Sıcak, duyarlı, güvenli bakım ve ilgi ile bu gelişim desteklenmektedir.

Böylece duyguların idare edilmesi ve stresin azalmasına yardımcı olan biyolojik sistemlerin güçlendirilmesi sağlanmış olunur

UNUTULMAMALIDIR duygusal ve sosyal becerileri gelişmiş insanlar hayatta daha mutlu ve üretken olmaktadırlar…

UNUTULMAMALIDIR çocuğun bugünkü yaşantısı onun gelecekteki hayatına yansıyacaktır…