Pandemi Sürecinde Çocuklara Korona Virüsü Anlatırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

                                Pandemi Sürecinde

Çocuklara Korona Virüsü Anlatırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Bilinmeyenden ya da bilmediğinden korkan ve oluşan bu korkunun büyümesinin önüne geçemeyen kişi bildiği halde içine düştüğü yanlış davranışların akışında kontrolünü kaybedebilir. Bu durumda ilk yapılması gereken sakinleşip konuyu net bir şekilde ele almak için uygun koşulların sağlanması elzemdir.

Bireyin içinde bulunduğu yaşam gerçekleri, bulunduğu konum, kişinin iç dinamikleri, sağlık durumu gibi faktörlerin etkisi yaşanan sürecin değerlendirilme biçimini etkileyen unsurlardır.

Pandemi sürecinde çevremizde karşılaştığımız, tanık olduğumuz, teknolojik aletlerin aktarımıyla karşılaştığımız yayın ve yaşantıların etkisiyle bazen önlem amaçlı bazen tedirginlikten kaynaklanan yaşantıları deneyimlediğimiz anlar oldu.

Sürecin ilerlemesiyle konuya dair oluşan kaygımızın dinamikleri değişiklik göstererek bizleri farklı düşünce ve davranışlara sürükledi. Bu değişiklikler önce kendimizle kurduğumuz ilişkide daha sonra yakın ve uzak çevremizde yer alan kişilerle olan yaşantılarımıza yansıdı.

Tüm bu yaşantılar içinde çocuklara konu hakkında bilgi vermeden önce kendi içinizdeki karmaşa ve kaygı durumunu netleştirmek değişim adına daha nitelikli bir adım olacaktır. Zihnimizdeki karmaşadan kurtularak paylaşımda bulunarak çevremizde bulunan çocuklarla iletişime geçmek daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.

Virüsün belirtilerini, etkisini, nasıl ve hangi yolla bulaşabildiğine dair çocukların zihninde oluşan ya da oluşma ihtimali olan sorulara çocuğun anlayabileceği bir şekilde net cevaplar sunmak bu konuda önemlidir.

Bir konu hakkında anne ve babanın güvensiz ve tedirgin olduğunu anlayabilecek seviyede iyi birer gözlemci olan çocukların sorularını geçiştirmek ya da gerçeği yansıtmayan cevaplar vermek çocuğun zihninde oluşan boşlukları kendince ve çoğunlukla yanlış bir şekilde doldurmasına neden olur. Bu durumu yaşamamak için net olmak, her seferinde tekrar tekrar sorulan sorulara aynı net cevabı vermek gerekir.

Çocuğun anlamlandıramadığı konuyu onun seviyesine algı biçimine göre cevapladığınızdan emin olmak bu konu hakkında dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardandır. Çocuğun seviyesine göre bildiği bir konu ya da örnekten yola çıkarak (somutlaştırma yaparak) konuyu netliğe kavuşturmak daha sağlıklı bir adım olacaktır.

Ev içinde geçirilmesi gereken dönemin nedenleri, önemine dair paylaşımda bulunmak, bu süreci renklendirecek oyun, etkinlik, ev işlerindeki paylaşımlar, rutine dökülen alışkanlıkların olduğunu bilmek çocuğu ve ebeveyni rahatlatacak, daha yakın ilişki kurmalarını da kolaylaştıracaktır.

Evde geçen zamanda var olan yaşantıya uyum sağlarken dikkat edilmesi gereken noktalar olan uyku/beslenme alışkanlıkları, kendini ifade etme, ihtiyaçlarının kendisinin karşılayabilmesi gibi konulara dair ailenin gözetmesi gereken noktalara dikkat etmek gerekir. Çocuğun günlük akışını bozmayacak, bedensel ihtiyaçlarının karşılayacak adımların atılmasına özen gösterilmelidir.

Yine süreç içerisinde evde birlikte geçirilen zamanı paylaşılan ya da bir şekilde iletişim halinde olunan kişilerle önceden yapılan paylaşımlar sayesinde sağlanan birliktelik ile çocuğun güveni beslenir.

Basit önlem kuralları hakkında paylaşımda bulunmak, maske kullanımına, sosyal mesafe kavramına, başkalarıyla kurulacak olan temasa dair net paylaşımların olması da diğer önemli noktalardandır. Çevresinde bulunun kişilerle temas kurmadan da ilişki kurabileceğine dair bilgilendirmelerin yapılması gerektiği durumda örneklerin üzerinde durulması daha kalıcı öğrenmelerin oluşmasını sağlayacaktır.

Hijyen kurallarına gösterilen özen konusu süreçle birlikte hassasiyet kazanan noktalardan biridir. Çocuğun her fırsatta elini yıkaması gerektiğine dair yapılan hatırlatmalarla iki farklı davranışa sebep olabilir. İlki takıntı derecesinde sayılabilecek temizlik hassasiyeti, ikincisi ise temizlikten olabildiğince uzak kalan bir yaklaşım. Her ikisi d süreç içerisinde bazen içsel bazen tepkisel yaklaşımla şekillenebilecek davranışlardandır. Bunları önleme adına anne bebe ya da bakım desteği sağlayan kişinin bilinçli tutum ve yaklaşımı ile bu tür davranışlar kontrol altına alınabilir.

             Pandemi Sürecinde Okula Başlayan Çocukları İçin Öneriler

1)  Yeniden okula gitmek durumunda, öncelikle tatil sonraları okula gitmekte, ders dinleme, ders çalışmak ya da ödev yapmakta isteksizlik, uykuya dalmakta zorluk, uyumak istememe, sabah uyanmakta zorluk, gündüz uykulu olma hâli, aileden ayrılmakta zorluk gibi şikayetler görülebilir, bu tür yaşantılarda var olan alışkanlıkları yeniden düzenlemek, rutinlerin programlamasını okul saatlerine göre oluşturmak, süreç yönetiminde net olmak akışı kolaylaştıracak etkenlerdendir.

2) Aileler sosyal mesafe, hijyen, sık el yıkama, maske kullanımı gibi önleyici tedbirler konusunda aşırı hassasiyet gösterirken çocukların kaygılarını önemsemeyi göz ardı edebilirler. Yapılan hatırlatmalar sırasında çocuğun hassasiyetini de gözeterek adım atmak daha nitelikli olacaktır.

3) Okula başlayan çocuk arkadaşlarıyla bir arada olmanın getirdiği heyecanla ev içinde yaşadığı kaygılı halden, ev içinde iletişim halinde olduğu, bir süre sonra sıkıcı hale gelen akıştan sonra kendi yaşıtlarıyla dikkat edilmesi gereken kurallara birbirini destekleyerek zaman geçirdiği alanda farkında olmadan yaşamsal becerilerini geliştirir.

4) Öğretilen kurallara, değişen yaşam koşullarıne gerekli açıklamalarla kısa sürede uyu8m sağlayabilen çocuklar bir arada bulundukları arkadaşlaının da aynı bilinçle hareket etmesini sağlayacak etkiye sahiptitler.

5) Evde geçirilen zamanda ortaya çıkan yeni alışkanlıklar, problem davranışlar sürece uygun düzenlenen ve hizmet sunan okul yaşantısıyla yeniden düzene girecektir. Öğrencinin günü verimli saatlerle düzenli yaşına uygun becerilerin kazandırıldığı teknolojik aletlerden uzak kaldığı, sosyal yaşam alanında akranlarıyla yeni yaşantılar deneyimleyerek yaşamına daha güvenli bir şekilde devam edecektir.

6) Kaygı, paniğe ve psikosomatik hastalıklara dönüşebilir. Karın ağrıları, bulantı, baş ağrısı gibi bedensel hastalıklar okul saatlerinde çocuklarda görülebilir. Bazen okula gitme, sınıfa girme anında ağlamalar, kalbinin şiddetle çarpması, titreme, renginin atması, panik halinde koşturma davranışları ortaya çıkabilir. Bu tür durumlarda çocuğun duygularını yok saymak yerine onun korkusunu, endişesini besleyen noktalara dair paylaşımda bulunmak, onun anlaşılabilir bir süreç yaşadığını, bu sürecin geçici olduğunu belirterek konuyu okulda onunla birebir olarak ilgilenen sınıf öğretmeni ve okul rehberlik servisinden destek almak sürece olumlu etki edecek nitelikli adımlardır.

7) Küçük bir çocuk olarak oyun ihtiyacını ihmal etmeyin. Çocuğun bol bol resim çizerek duygularını, yaşadıklarını anlatmasına, okulda öğrendiklerini paylaşmasına fırsat verilmelidir. Okul yaşantısında dair merak barındıran sorulardan daha çok onun anlatımını teşvik edecek şekilde içten paylaşımlarla bu süreç desteklenebilir.

8) Sakin, hoşgörülü ve nazik olun, çözüm odaklı yaklaşımın önemi bu süreçte daha fazladır. Yeni öğretim şekline çocuk uyum sağlayana kadar öğretmen, çocuk ve veli arasında daha sıkı bir iletişim olması gerekmektedir. Bu nedenle çocuğun olumlu tavırları öğretmene iletilmeli, çocuk da öğretmeniyle ilgili teşvik edilmelidir. Ayrıca çocukların öğretmeni olumsuz algılamasına neden olacak şakalardan, sözlerden, davranışlardan sakınmak gerekir.

9) Süreç içerisindeki yaygın panik durumundan dolayı bireylerin hastalık tanımı, hasta olmaya dair korku ile yaklaştığı anlar mevcut durumda bunun çocuklara yansımasını önlemek adına alınabilecek önlemlerin gönüllü olarak alınması, beslenme, uyku düzenine ek olarak alınabilecek vitamin ya da gıda takviyeleri ile bu kokunun önüne geçilmiş olur.

10) Uzun süre evde kalan çocuklar evde geçirdikleri süreden sonra okul yaşantısında çeşitli davranış bozuklukları sergileyebilir bunlar;

*kurallara uymama,

* dürtüsel davranışlar,

* yemek yeme davran ışındaki bozukluklar,

*kendini ifade etme becerilerindeki zayıflık,

* ağlama ya da şiddete yönelme,

*uzun süre ekrana maruz kalmaktan dolayı algısal problemler,

*dikkat eksikliği gibi noktalarda problem davranışlar görülebilir. Bu tür durumlarda aile ve okulun işbirliği, paylaşımların net ve içten oluşu çocuğun gelişimi için belirlenecek olan adımlar için önemlidir.