İstanbul
Ataşehir

ALTERNATİF EĞİTİMDE İLKOKULA HAZIRLIK SÜRECİ

20. yüzyılda endüstrileşme ihtiyacını karşılamak üzere kurulan okullar ve eğitim sistemleri akademik yetenekler göz önünde bulundurularak dizayn edilmiştir. 21. Yüzyılda ise eğitime bakış açısı artık değişiyor.

İngiliz eğitim bilimci Sir Ken Robinson’un 2012 ‘de Ted’ de yaptığı “Okullar Yaratıcılığı Öldürüyor” konu başlıklı konuşması dünya üzerinde büyük yankı uyandırmıştı. Mevcut eğitim sisteminin, çocukların yetenek ve yaratıcılıklarını yok ettiğinden bahseden. UNESCO’ya göre gelecek 30 yılda, Lisans mezunu birey sayısı doruk noktasına ulaşıyor .Bu durum karşısında  öğrencilerimizin geleceğin işlerinde çok yaratıcı olmaları gerekecektir.
Oysa  yaratıcılık testi sonuçlarına baktığımızda ;  5 yaşındakiler ?, 15 yaşındakiler ve yetişkinler aynı testte% 2 sonuçlar almıştır.

 

. Türkiye’de geleneksel eğitim modelinde daha çok disipline dayalı, çocuğun doğasından uzak, söz verilmedikçe konuşmayan, soru sorduğunda cevap alamayan bir çocuk imajının sonucuydu. Okullarda genellikle çocuklar susmak, uslu olmak, hareket etmemek ve yalnızca öğretmenlerin sorduğu sorulara onların beklediği cevapları vermek üzerine dizayn edilmiştir. Oysaki sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için ihtiyacımız olan, eğitimin çocuğu olduğu kişi olmaya cesaretlendirmesidir.
 

Araştırmalar merak ve öğrenme arasındaki ilişkinin ne kadar kuvvetli olduğunu gösteriyor. Çocuklar ilgi ve merakları doğrultusunda  sebep- sonuç ilişkisi kurarak kalıcı öğrenmeler gerçekleştiriyorlar. Soyut öğrenme, dikte edilerek sadece eğitimcinin  etkin olduğu, akıllı tahta üzerinde gösterdiği çocuğun izleyici rolünde pasif öğrenme şeklinin ilkokul sürecinde yaratıcılığı yok ettiğini göstermektedir. (Üniversitede ilgimiz olmayan alandaki dersleri ezberlememiz, bakıp bakıp anlamamamız gibi)

Oyun oynamak, meraklarının peşinden koşmak, oyun ile öğrenmek, dünyayı keşfetmek gibi çocuk doğasına özgü eğilimler göz ardı edilerek akademik bilgiler yüklemek suretiyle okulöncesinden itibaren doğası bozulmuş bireyler yetişiyor.
Ebeveynlerin yüksek akademik beklentileri ve sınav sistemlerine öğrenci yetiştirme zorunlulukları nedeniyle eğitimciler olarak bu döngünün bir parçası olmak zorunda bırakılıyoruz, yetiştirebilmek için ihtiyacımız olan, eğitimin çocuğu olduğu kişi olmaya cesaretlendirmesidir.

 

Çocuklar sizin istediğiniz zaman değil, kendileri istedikleri ve  merak ettikleri zaman öğrenirler Araştırmalar, çocukların çevrelerindeki dünyayla aktif olarak etkileşerek öğrendiklerini ortaya çıkarır.5-6 yaş gelişiminde çocuk en çok onay alma ve başarı güdüsüne yönelmektedir. Doğal materyalleri kendi günlük hayatının akışında kullanabilme bilgiyi farklı yerlerde kullanabilme, alıntı yapma ve ilişki odaklı öğrenme gelişimini desteklemektedir. Kelime hazinesini genişleten çocuk sosyal ve duygusal ifadelerini destekler. Son zamanlarda karşımıza çokça çıkan akran zorbalığında  duygusal zorlanmalar kendi aktarımını yapamayan çocuklar karşımıza çıkarmaktadır.

Alternatif alanda 0-6 yaş gelişimini tamamlayarak ilkokul sürecine hazırlanan çocuklarda akademik anlamda daha girişken, lider olarak öğrenme yolculuğunda “denemenin” deneyerek öğrenmenin motivasyonunu aldığı, doğru bilgiye ulaştığı, en önemlisi bilgiye yorum katabildiği , eleştirebildiği, hipotez üretebilen , başkalarını gerçekten dinleyerek aktif öğrenme gerçekleştirdikleri görülmüştür.