İstanbul
Ataşehir

DAVRANIŞ VE UYUM

                              DAVRANIŞ VE UYUM

Çocuklar her yeni gelişim dönemine geçtiklerinde yeni beceriler kazanmaktadırlar. Çocuğun edindiği her yeni beceri, beraberinde çözülmesi gereken bir sorunu da getirmektedir. Gelişim dönemlerinde karşılaşılan sorunlar olağan ve geçicidir; ancak çocuk, bu dönemlerde çevresindeki yetişkinlerin yanlış tutumlarına maruz kalırsa veya sorunlarını çözerken engellemelerle karşılaşırsa, dönemsel (olağan) diye nitelenen bu sorunların çözümü, yeni gelişim dönemlerine ve çocuğun ileriki yaşlarına ertelenir. Bu durumlarda ortaya çıkan sorunlar, uyum ve davranış bozuklukları olarak adlandırılmaktadır. Örneğin, çocuk, sosyal-duygusal gelişimi gereği yaşıtlarıyla oyun oynaması gereken bir yaşta, sürekli yalnız kaldıysa, ileride içine kapanık bir çocuk ve yetişkin olabilir veya çocuk gelişimsel olarak kendi kendine üstünü giyinme ve yemek yeme davranışlarını yapabilecek becerilere sahipken, aile tarafından sürekli bu becerilerini sergilemesi engellendiyse, bu alandaki gelişimini fark etmesi ileriki yaşlara kalacağı için yeni gelişim dönemlerinde ortaya çıkacak sorunlarla baş etmesi güçleşecektir. Baskıcı, aşırı disiplinli, aşırı koruyucu ve alaycı, aşağılayıcı aile tutumları da uyum ve davranış bozukluklarına yol açar. Uyum ve davranış bozuklukları yalnızca ailenin yanlış tutumlarına bağlı olarak gelişmez, çevresel faktörlere bağlı olarak da gelişebilmektedir. Yangın, deprem, tüp patlaması gibi travmatik olaylar; evdeki kavga ve huzursuzluklar, aile içi şiddet gibi aile içi sorunlar; ölüm veya boşanma nedeniyle anne-babadan uzak kalma gibi kayıp ve ayrılıklar da uyum ve davranış bozukluklarına yol açan çevresel faktörlere örnek olarak verilebilir. Çocuklarda görülen uyum ve davranış bozuklukları aşağıdaki gibi sıralanabilir:

 Saldırganlık, yalan söyleme, izinsiz eşya alma ( çalma ),  altını ıslatma ve dışkı kaçırma, konuşma bozuklukları, kekemelik, tikler, parmak emme, ritmik sallanma, kendi kendine vurma, kendini ısırma, kafasını yere vurma, tırnak yeme,  fobiler ve korkular, yeme bozuklukları: iştahsızlık veya aşırı yeme,  uyku bozuklukları: uyurgezerlik, kabuslar, gece diş gıcırdatma, mastürbasyon: kendi kendini tatmin etme, içe kapanıklık, sosyal kaygılar, aşırı çekingenlik, aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği ve konsantrasyon güçlüğü, öğrenme güçlüğü: okuma, yazma ve matematik becerilerinde gerilik, saç, kaş, kirpik koparma, aşırı inatçılık ve karşı gelme, sosyal uyumsuzluk, depresyon: içe kapanma, geri çekilme, yalnızlaşma, yabancılaşma, isteksizlik, motivasyonsuzluk, üzüntü, keder, sosyal problemler: dışlanma, reddedilme, ilişki kuramama ve sürdürememe, iletişim problemleri: kendini ifade edememe, empati kuramama , benlik değeri algısında ve kendine güvende azalma.

Ailelerin bu sorunları çözmede yaptıkları en büyük yanlışlardan biri, sorunu ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Oysa, soruna yol açan sebebi ortadan kaldırmak gerekir. Yoksa sorun ya büyüyerek veya yeni bir sorun olarak bir süre sonra yeniden ortaya çıkar. Örneğin, tırnağını yiyen bir çocuğu baskı yoluyla veya çeşitli cezalarla bu alışkanlığından vazgeçirebilirsiniz, ancak tırnak yeme alışkanlığına yol açan duygusal sebepler ortadan kalkmadıkça, sorun tekrarlar veya çocuk altına kaçırma vb. gibi yeni bir sorun geliştirir. Bir davranış bozukluğunu yorumlarken çocuğun yaşını ve davranış bozukluğuna yol açan olayın ciddiyetini göz önünde bulundurmalıyız. Örneğin: Üç-beş yaş çocuğu dikkat çekmek ister. Hayal dünyası çok geniş olduğu için inanılmaz öyküler anlatabilir. Henüz yalanla, yalan olmayanı ayırt edemezler. Bu nedenle bu yaşlardaki çocukların anlattıkları yalan olarak kabul edilmezken, on bir-on dört yaşlarındaki çocuklarda görülen yalan normalden sapan bir davranış olarak kabul edilir.

 

Saldırgan Davranışlar Konusunda Aileye Öneriler

 

Çalma Konusunda Aileye Öneriler

 

 

 

Yalan Konusunda Aileye Öneriler

                                                                                                         Psikolog

                                                                                                    Özde Gül DEMİR