İstanbul
Halkalı

GELİŞİMSEL SÜREÇLER

0-6 YAŞ GELİŞİMSEL SÜREÇLER

0-6 yaş dönemi çocuklarımızda gelişimlerini belki de en sıkı takip ettiğimiz dönemdir. Çünkü bu dönem çocuklarda birçok mihenk taşının olduğu, bu taşları nasıl atladıklarının gelecekte nasıl bireyler olacaklarının da en büyük göstergesi olduğu dönemdir. Bilişsel, psikososyal, cinsel ve kişilik gelişimi gibi temellerin atıldığı bu dönemi her kategoride incelemek gerekirse;

BİLİŞSEL GELİŞİM

Bilişsel gelişim süreci içerisinde çocuklar anlama, anlamlandırma, açıklama, manipüle etme, tahmin etme ve bilişsel yapılandırma gibi konularda adım adım ilerleme kaydederler. Bilişsel gelişim süreci ömür boyu sürecek olsa da temel bilişlerin yanı dünyayı tanımlamaya başladığımız kalıpların oluştuğu çok önemli bir dönemdir. Çocuklar bu dönemde objeleri ve bu objelerin olaylar ile olan ilişkisini anlarlar. Bu da dünyayı ve çevresinde olup bitenleri kavramalarını sağlayan bir bilişsel sürece öncülük eder. Fakat bu dönemde çocuklarda henüz bilişsel bir sınırlılık söz konusudur. Somut ve basit bilişsel tanımlamalardan, soyut ve karmaşık anlamlandırmalara doğru bir yol çocuklarımızı beklemektedir. Bu nedenle davranışlarını kontrol etmekte zorlanmaları, kısıtlı hafıza kapasitesinden dolayı da realite ve gerçeklik arasındaki ayırt etme becerilerinde değişkenlik göstermeleri normaldir. Piaget’nin teorisine göre bu dönem çocukların dünyayı kavraması ve öğrenebilmesi için dili ve objeleri kullanarak çevresindekileri -özellikle yetişkinleri- taklit ettikleri dönemdir. Piaget bu dönemde çocukların yoğun olarak egosantrik bir dönemden geçtiğini belirtir. Çocuklar bu dönemde kendi dünyalarından ve bakış açılarından diğer kişilerinde var olduğuna ve farklı düşüncelere, duygulara, isteklere sahip olduğuna dair bir bilişsel gelişim yolculuğu içinde olurlar. Bunun en güzel örneğini oyunlarında gözlemleyebilmekteyiz. Kendi kendine konuşarak oynayan çocuklar bilişsel gelişimleri ile beraber birlikte oyun oynamaya ve birbirleri ile doğru bir iletişim kurmaya başlarlar. Fakat bu algılama süreci, empatinin gelişmesi 5 yaş sınırlarında gerçekleşmekle beraber her çocuğun gelişimine göre farklılıklar da göstermektedir. Özetle çocuklarımızın bilişsel süreçlerini desteklemekteki anahtarımız basitten karmaşığa, somuttan soyuta gibi kavramlar üzerinden olmalıdır. Bunu konuşmalarımızdan, duygu ve davranışsal örneklemelerimize kadar uygulamaya çalışmalıyız.

KİŞİLİK GELİŞİMİ

0-6 yaş döneminde gözlemlenen en önemli değişim çocukların sosyalleşmesi ile olmaktadır. Bu dönem çocuğun ebeveyninden yavaş yavaş kopup kendinin bir birey olduğunu anlama ve dünya ile bağımsız bir iletişim oluşturma dönemidir. Kişilik her bireyde eşsiz olarak var olan psikolojik özellikler barındıran bir olgudur. Bunun içerisinde aynı zamanda çocukların doğuştan getirdikleri bir genetik mirasları vardır. Buna eklenen ve değişebilen diğer özellikleri ise öğrenilmiş kazanımlardır. Bunlar çocukların koşullanma ve gözlemlemeleri ile zamanla karakterlerinin parçası olan özelliklerdir. Bu gelişimi etkileyen en önemli faktörlerden biri de çocukların etrafında olan yetişkinlerin tutum ve yargılarını çocuklara nasıl yansıttıkları ve nasıl örnek olduklarıdır. Kişilik gelişimi son olarak çocukların cinsiyetlerini ve cinsel kimliklerini algıladıklarından sonra bütünlük kazanmaya başlar.

Son dönem araştırmaları bize gösteriyor ki, kişilik gelişimi psikososyal, ailesel ve biyolojik etkilerin birleşimi ile oluşmaktadır ve önemli temelleri çocukluk döneminde atılsa da hayat boyu sürmektedir. Fakat kişiliği etkileyen en büyük etkenlerden biri olan değerler eğitiminin çocuklara bu dönemde aşılanması gerekmektedir.

 

 

 

PSİKOSOSYAL GELİŞİM

Psikososyal gelişimin en önemli parçalarından biri çocukların aileleri ile olan iletişimi ve ailenin ebeveyn olarak çocuğa yaklaşım stilidir. Çocuklar aile içerisindeki bu öğrenimlerini dünyayı genel olarak anlama ve anlamlandırmada bir araç olarak kullanırlar. Bu nedenle çocuklar ile olan iletişimde kullanılan araçlar ve ilişkisinin dili çocukların üzerinde ne kadar etkili bunu bilmek gerekir. Ailenin ait olduğu kültürel özellikleri barındırarak ‘doğal ebeveyn’ dediğimiz doğrultu da bir ebeveynlik modeli seçmeleri çocukların gelişiminde doğru bir yer alacaktır. Sadece kitabi olarak doğru bulunan ve kendi kültürünüzle ve kişiliğiniz ile özdeşleşmeyen ebeveynlik tekniklerini kullanmak çocukların üzerinde daha negatif etkiler bırakacaktır. Sizleri doğallıktan ve içtenlikte uzaklaştıran hiçbir şey çocuklara iyi gelmeyecektir. Belirli sınırlar ve çerçeveler içerisinde, kuralların ışığında çocuklara tanınan özgürlük, onları gerçek dünyaya daha doğru hazırlayacak ve onların psikososyal gelişiminde doğru basamakları geçmelerini sağlayacaktır.

CİNSEL GELİŞİM

Cinsel gelişim çocuğun cinsiyetini ve ona ait normları anlaması ile cinsel kimliğini seçtiği dönem arasındaki gelişim sürecini kapsar. Cinsel kimliğin oluşması kişinin cinsel tercihini belirlemesi ile tamamlanır -bu ergenlik dönemi sonlarında geçekleşecektir. Cinsiyet kavramı ve cinsiyete ait normların öğrenilmesi ise 0-6 yaş gelişim dönemi sırasında olmaktadır. Çocuklar cinsiyet kavramını cinsel organların ismini öğrenmekle başlarlar. Daha sonraki dönemde taklit ve ebeveyn yönlendirmeleri ile toplumsal normlar içerisinde cinsiyete uygun davranışları öğrenmeye başlarlar (kızlar elbise giyer gibi.). Çocuklara öğretilen cinsiyet ile ilgili normların her bireyin kendi aile kuralları ve beklentileri içerisinde olması önemlidir. Fakat bunları öğretirken bilimsellikten uzaklaşmamak da çok önemlidir. Cinsiyetçi yaklaşım ile çocuklara yol gösterici olmak onların bulunduğu kalıplar içerisinde rahat hareket edememelerine sebep olur. ‘Erkekler bebekler ile oynamaz, kızlar hanım olur’ gibi cinsiyetçi yaklaşımlar çocukların dogmatik kalıplara sıkışmasına neden olur. Fiziksel gerçekler dışında (kadınların vajinası vardır, erkeklerin penisi vardır gibi) 0-6 yaş dönemi çocuklarına cinsiyetçi yaklaşımlar öğretmek doğru olmayacaktır. Oyunun ve oyuncakların, renklerin, sporun, sanatın, mesleklerin cinsiyeti olmadığını çocuklara öğretmemiz gereken bir dönemdir.

0-6 yaş gelişimi özellikleri farklı teoriler üzerinde ve belirli noktalara daha fazla vurgu yaparak da incelenmiştir. Bu teoriler temel teorilerdir ve arzu eden verdiğim isimler üzerinden araştırmalar ve kitaplar okuyabilir. Ben bunlara internet dahil birçok kaynakta rahatlıkla ulaşabilmeniz sebebi ile bu konuya daha genel bir perspektif üzerinden bakmak istedim. Bu teorilerin en önemli isimleri ve teorileri Freud’un psikoseksüel bakış açısı, Piaget’nin bilişsel gelişim perspektifi, Erikson’ın psikososyal gelişim kuramı, Kohlberg, Bowlby ve Ainsworth’un teorileridir. Bu teorileri harmanlayarak naçizane yazdığım bu ayki yazımı keyifle okumanızı dilerim.

 

Uzman Psikolog Deniz Akgül