Beyin, çok küçük yaşta hızla gelişir. Bu ilk yıllardaki gelişimin geleceğe etkisi oldukça büyüktür. Bu yıllarda sahip olunan deneyimler, ilişkiler, çocuğun duygusal gelişimini, öğrenme yeteneğini ve gelecekte nasıl bir insan olacağını kalıcı olarak etkiler.
Duygularımız, hayatımızın doğal bir parçasıdır. Tek başına duygulara sahip olmak yeterli değildir. Hayatımızın her alanında etkili ve önemli olan duygularımızı, akıllıca kullanabilmek gerekmektedir. Duygularımızı akıllıca kullanmak ve karşımızdaki kişinin duygularını anlayarak onları etkili bir biçimde kullanabilmeyi öğrenmek oldukça önemlidir.
Duygusal zeka öğelerinin ilk öğrenildiği yer aile ortamıdır. Anne ve babanın davranışları, çocuğun duygusal yaşantısında derin ve kalıcı etkiler yaratır. Çocukların kendilerini anlamaları ve tanımaları, çevrelerinden gelen tepkilerle beslenir ve gelişir. Anne babanın çocuklarıyla kurdukları sıcak, güvenli, yakın ilişki ile çocuk, başkalarının kendi hislerine karşı nasıl tepki vereceğini, hisleri hakkında nasıl düşünmesi gerektiğini ve başkalarının duygularını nasıl okuyup ifade edeceğini öğrenir. Çocuklara özel zaman ayırmak, sevildiklerini ve önemsendiklerini belirtmek, onlarla iyi ilişkiler içinde olmak çocukların özgüvenlerini geliştirecek ve başkalarıyla da iyi ilişkiler içinde olmalarında etkili olacaktır. Aile içinde duygusal ihtiyaçlarına karşılık verilen, duyguları eleştiriye maruz kalmadan dinlenip anlaşılan çocuklar anne ve babalarına güven duyacak ve bir sıkıntı olduğunda bunu rahatça paylaşıp yardım alabileceklerdir.
NEDEN DUYGUSAL ZEKA?
Araştırmalar, bireylerin hayatlarını yönlendirmelerinde, mutlu ve başarılı olmalarında, zekanın etkisinin çok az olduğunu göstermektedir. Duygusal becerileri olan çocukların gerek okulda gerekse okul dışında öğrenmeye ve başarılı olmaya istekleri vardır. Okulda ve aile içinde duygusal zekanın kazandırılması, çocukların hayatlarında karşılaştığı engelleri aşmada ve hayal kırıklıklarıyla daha kolay başa çıkmalarında yardımcı olur.
Son yıllarda yıldızı en çok parlayan ‘ Çoklu Zeka Kuramı ‘ dır. Okullar başta olmak üzere formal eğitimin yapıldığı yerlerde çoklu zeka kuramı uygulanmaktadır. Akademik zekanın ön plana çıktığı bu uygulamalarda çoklu zekanın bir alt birimi olan sosyal ve içsel zekaya (Sözlü ve sözsüz iletişim kurma, paylaşma, kendini ifade etme, kendini başkalarının yerine koyma ve onları anlayabilme, kendi duygularını tanıma, anlamlandırma, kendini yönlendirme, idare etme, kendi adına düşünebilme ve karar verebilme, duygularını eksiksiz, olduğu gibi ifade etme) gereken önem verilmemektedir.
Empati ile dinlenen, duyguları önemsenen, hisleri olduğu gibi kabul edilen çocuklar sadece bugün değil gelecekte de kendi hislerine güvenmeyi, duygularını kontrol edebilmeyi, insanlara empati ile yaklaşmayı ve günlük sorunlara çözüm bulmayı öğrenirler. Bu hayat boyu etkisini gösterecek kalıcı bir güçtür.
Duygusal zekanın öneminin fark edildiği günümüzde, duygusal zekayı geliştirmeye yönelik eğitim programları, çok erken yaşlardan itibaren okul öncesi eğitimin bir parçası olmaya başlamıştır.
Bu program neticesinde çocukların duygusal zekânın 5 alt bileşeninde gelişim göstermeleri hedeflenmektedir.
Öz bilinç: Kişinin kendisini ve duygularını tanıması, anlaması, ifade edebilmesi ve aynı zamanda başkaları tarafından anlaşılabilmesi,
Duyguları yönetmek: Duygularla başa çıkabilme yeteneğidir. Duygular oluşurken bunun nedenlerini anlamak ve o duyguyu kontrol edebilmek,
Kendini motive etmek: Hedefe ulaşabilmek için heyecan ve istek duymak,
Empati: Başkalarının duygularına ve ihtiyaçlarına duyarlı olma yeteneğidir. İnsanları anlayabilmek, duygusal gereksinimlerine cevap verebilmek.
İlişkileri yönetmek: İnsanlar arası ilişkilerde başarılı olmak ve karşımızdakilerin duygularını anlayarak onları yönetebilme becerisi.
Bu uygulamalarla çocuklarımızın kendilerini daha rahat ifade edebilen, diğerlerinin duygularını daha iyi tanıyabilen ve yanıt verebilen, insanlarla iletişim kurmada başarılı ve kendi adına düşünüp karar verebilen bireyler olmaları hedeflenmektedir.
Çocuklarda Duygusal Zeka Gelişimi Nasıl Oluşur?
Duygusal zeka gelişimi çocuğun anne babası ve diğer yetişkinlerle kurduğu ilişkinin kalitesi ile ilişkilidir. Yetişkinlerle kurulan ilişki çocuğun gelecekteki tutum ve davranışlarını etkiler. Çocuğun duygularını tanıması, kendisini ve başkalarını anlaması, uygun tutum ve davranışları benimsemesi çevresi ile kurduğu ilişkiye bağlıdır. Çocuk yetişkinle kurduğu sıcak, sevgi dolu ve olumlu ilişki sayesinde duygularını tanıyıp ifade etmeyi, başkalarının duygularına nasıl karşılık vereceğini, yaşadığı bir durum karşısında nasıl çözüm bulacağını ve stresle baş etmeyi öğrenir. 3-4 yaşlarındaki çocuklar artık daha sosyal olmaya başladıkları, dili anlama ve ifade etme becerileri ilerlemeye başladığı için hem duygularını tanımaya ve ifade etmeye, hem de başkalarının duygularını anlamaya başlar. Duygu ve düşünceleri önemsenen, duyguları reddedilmeyen, duygusal açıdan sağlıklı gelişen çocuklar ileride de kendilerine güvenen, duygularını kontrol edebilen, sorun çözebilen, olumlu ilişkiler kurabilen bireyler olurlar.
Duygusal Zekâyı Geliştirici Anne-Babalara Öneriler
Duygusal Zekası Yüksek Olan Çocukların Özellikleri