İstanbul
Dragos

EBEVEYN-ÇOCUK İLETİŞİMİ

EBEVEYN-ÇOCUK İLETİŞİMİ

Anne-baba-çocuk iletişiminin ilk senelerinde çocuğun fiziksel gelişimi, zihinsel gelişimi, ahlaki açıdan doğru ve yanlışları öğrenmesi açısından oldukça önemlidir. Anne-baba-çocuk iletişiminde zamanla çocuğun anne-babaya bakışı, anne-babanın da çocuğa bakışı farklılaşır. Bebeklik döneminde çocuğun her istediği yapılırken, büyüdüğünde sadece kurallar çerçevesinde istedikleri yapılabilir. Bu durum başka bir ifadeyle aile içindeki güç dengesinin tersine dönmesi demektir. Bebeklik çağında gücün tamamı çocuktayken, büyüdüğünde büyük bir oranı anne-babaya geçer.

Ebeveyn-çocuk iletişimi temel olarak anne ve babanın tutumlarına bağlıdır. Anne-babanın tutum ve davranışlarına bakıldığında, onların bu takındıkları tutum ve davranışlar da bir çeşit öğrenme türüdür. Bireyler kendi ebeveynlerinden ve çevrelerinden gördükleri tutum ve davranışları kendi çocuklarına aktarabilirler. Ebeveyn tutum ve davranışlarında içinde bulundukları kültürel değerlerinde payı fazladır. Yani ebeveyn ve çocuk iletişiminde bir çok faktörün etkisinin olduğunu söylemek mümkündür.

 Çocuğun sağlıklı bir kişilik ve ruh yapısı geliştirmesinde en önemli unsur anne-babasından gördüğü sevgi ve ilgidir. Modern dönemde özellikle çalışan anneler çocuğu ile arasındaki sevgi bağının oluşmasına ve kökleşmesine çok dikkat etmelidir. Çocuğa gereken zaman ayrılmazsa çocukta ebeveynine karşı temel güven duygusu gelişmemektedir. Bu güven oluşumu özellikle 0–3 yaş arasında gerçekleştiği için bu dönemde daha hassas olunmalıdır. Eğer bu boşluk oluşursa ebeveynler çocuğa karşı kendini suçlu hisseder ve bu durumu telafi etmek için aşırı ödün verme, çocuğun üstüne gereğinden fazla düşme tavrına bürüneceklerdir. Ancak bu tavır çocukta sorumsuz, vurdumduymaz bir davranış oluşumuna neden olabilir. Günümüzde çalışan annelerin gün geçtikçe çoğalması, çocuklarına gereken ilgi ve alakanın gösterilmesine engel teşkil etmemelidir.

Ailede iyi bir iletişim ortamında yetişen çocuklar büyüme evrelerini büyük oranda başarıyla atlatmış olurlar. Aile içerisinde sağlıklı iletişim kurabilen birey mutlu, arkadaş canlısı, bunalımdan uzak, olumlu ve yapıcı bir yapıya sahip olur. Eğer çocukta uyum bozukluğu söz konusu ise öncelikle çocuğun aile içi iletişimindeki eksiklikleri araştırmak gerekir. Ebeveynin sevgi ve ilgisinden uzak yetişen çocuklarda bu sevgi açlığından dolayı bir takım davranışsal sorunlar söz konusu olabilir. Ebeveynleri ile iyi bir iletişim içerisinde büyüyen çocuklar akranları ve çevresiyle iletişim kurabilme de daha başarılı olur. Aile içi iletişimleri kuvvetli olan bireylerin daha mutlu ve başarılı oldukları görülmektedir.

Modern dönemde ebeveyn çocuk iletişimin temel unsuru anne-babanın çocuğuna bizzat zaman ayırıp onunla birlikte vakit geçirmesidir. Ancak bu vakit geçirme çocuğu baskı altında tutarak sağlanmamalıdır. Çocuk her zaman aile ortamında demokratik bir yaklaşım görmeli ve bu noktada ailesinin yanında olduğunu hissetmelidir. Ebeveynler çocuk ile açık iletişim kurmalı problemleri yüz yüze konuşarak çözüm yoluna gidilmelidir. Açık iletişim kurulan ailede aile üyeleri birbirini daha iyi tanıyacak, istek ve şikâyetlerinden daha rahat haberdar olacak ve böylelikle ailedeki sorunlar noktasında kolaylıkla bir uzlaşıya varılacaktır.

Çocuğun sevgi ve güven ortamında sağlıklı yetişmesi, çocuğa rehberlik yapmak, davranışlarına yön vermek, kuralların çerçevesini ve uygulanışını göstermek ailenin görevidir. Aile çocuğun zor durumlarında yanında olmalı ve desteğini göstermelidir. Doğumdan sonra çocuk etrafında ailesini gördüğü için çocuğun gelişiminde aile, özellikle ilk çocukluk dönemlerinde önemli bir yer tutar. Aile çocuğun beslenme, barınma, güvenlik gibi fizyolojik ihtiyaçları yanında sevgi, ilgi ve şefkatle duygusal ihtiyaçlarını da giderir. Bu noktalarda her türlü öğrenmeyi aile içinde gerçekleştirir. Çocuğa ne kadar birikim, ilgi, şefkat verilirse çocuktan o kadar başarı beklenmelidir. Ailesinden ilgi, alaka, sevgi vb. davranış görmeyen çocukların sorumluluk alma, ikili ilişki, iletişim vb. konularda başarı göstermesi mümkün değildir. Bu etkenler çocukta güven olgusunu da pekiştirir. Bu nedenle aile çocuğun geleceğe hazırlanmasında ve toplumsal yaşama sağlıklı bir şekilde adım atmasında en etkili kurumdur. Çocuğun kişilik oluşumu anne-baba ile kurduğu iletişim çerçevesinde şekillendiği için çocuğun aile eğitimini sağlıklı bir şekilde alması ebeveynlerin çocuğa karşı yönelttiği sağlıklı tutuma bağlıdır. Bu tutum da anne babanın birbirleri arasında ve çocuğa karşı ilişkilerinde hoşgörülü, dengeli ve sevgi dolu olmasıyla sağlanır.

 

Psikolojik Danışman, Uzm.Aile Danışmanı

Betül YAZICI