İstanbul
Dragos

Neden Sınırlar Önemli?

 

 

   İlişkiler pinpon oyununa benzer. Karşı taraf hızlandığında, ya hızlanır ya da topu yavaşlatırsınız. Var olan bu karşılıklı tempo, hiç durmadan devam eder, ta ki iki taraftan biri oyunu bırakana kadar... Ebeveyn çocuk iletişiminde oyunu bırakan taraf genellikle ebeveyn olur. Olması gereken budur, ancak yanlış olan, çoğunlukla oyunun yavaşlatılmadan bırakılmasıdır. Tempoyu yavaşlatmak, çocukla kurulan iletişimin sağlıklı olmasıyla sağlanır. Gerçekten anlaşıldığını hisseden çocuk, kendini ebeveyne teslim eder ve sınırlarını bilir. aile ortamında çocuğa kendini ifade etme özgürlüğünü vermek, aileyi ilgilendiren kararlarda çocuğa fikrini sormak, seçenekler sıralamak ne kadar önemliyse, Ailede evde ve toplumdaki kuralların sınırlarının aile tarafından belirlenmesi de bir o kadar önemlidir. Neyi nerede yapacağını veya yapmayacağını bilen çocukla oynanan pinponun temposunu belirleyen ailedir. Ebeveyn gün boyu pek çok durumla ilgili farkındalık yorgunluğu hissederken, çocuk tüm enerjisini isteklerine yöneltebilir ve hiç durmadan oyunu hızlandırabilir. Çatışma kaçınılmaza doğru yol alırken, pes etmek ve ertelemek ise ebeveynin rutini olmaya yüz tutar. Anne ve baba günlük enerji değişimine bağlı olarak çocuğa verdiği cevaplarda tutarsızlaşabilir. Bunu farkeden çocuk ise, oyunun kurallarını değiştirmeye başlar. Oysa onun istediği, zorlanmaktır...

 

   Günümüz koşullarında ebeveynlerin çocuk gelişimi ile ilgili verilere ulaşması çok basit. Onlarca kitap, makale, psikolog, pedegog, psikyatr ve danışmanın olduğu, internetin çocukla ilgili her türlü bilgiye erişimimizi kolaylaştırdığı bir dönemdeyiz. Ne gariptir ki gün geçtikçe ebeveyn olarak etkili olmak, yönlendirici olmak, yeterli olabilmek ve hiçbir basamağın atlanmadığını hissedebilmenin de bir o kadar zorlaştığı bir dönemdeyiz. Oysaki arketipsel olarak ebeveyn davranışı özde yatmakta. İçses tüm yazılanlardan, tüm söylenenlerden çok daha önemli. Psikoloji de özünde her bireyi yek olarak değerlendirilmeyle başlar. Davranışların, tanı ve kriterlerin kategorileştirilmesi sadece işi kolaylaştırmak içindir. Her ebeveyn ve her çocuk özeldir. İlişkiler özeldir. Akışa bırakıldığında anne ve baba ne zaman çocukla beraber uyuyup, ne zaman onun yatağında olmaması gerektiğini, ne zaman hayır demesi gerektiğini, ne zaman kural koyması gerektiğini, hangi durumlarda çocuğun kendisini kullandığını, hangi ağlamanın içten olup hangisinin olmadığını bilir. Zaman yönetimi zorlaştıkça, çocukla geçirilen zaman azaldıkça kaçınılmaz olarak yaşayarak öğrenmenin yerini, bilgiye hızla koşmak almıştır. Günümüz bilgisi, çocuğun özgürlüğüne odaklanırken, ebeveynleri kendi rollerinden uzaklaştırmaya başlamıştır. 

 

   Ebeveyn rolünü üstlenen ve kendi sınırlarını çizen çocuk ise yolunu kaybeder...

 

   Ebeveyn kontrollü çocuk yetiştirmek, ebeveyn kontrollü çocuk bisikleti edinmekle sınırlı olmamalı. Tam tersi, merdivenleri kendi başına çıkabilen çocukların ellerinden tuttukça, yemeklerini kendi sipariş edecekken sözlerini kestikçe, ayakkabılarını kendileri bağlayacakken zamandan tasarruf ettikçe, yapabileceklerini bilmemize rağmen onlara yardım ettikçe onları zayıflaştırdığımız bir gerçek. Ama özgürlük tanımının ne kadar ince bir çizgide olduğunu bilmek ve sınırları belirlemek verebileceğimiz en büyük zengilliktir.

Sevgilerimle

Uzm. Psk. Ezgi Narat