İstanbul
Dragos

OKULA UYUM SÜRECİ

Okulun ilk günleri, hem çocuk hem de siz ebeveynlerimiz için zorlu olabilir. Girilen bu yeni dünya içerisinde çocukların kendini huzurlu ve rahat hissetmesi son derece önemlidir. Her çocuğun sosyal duygusal gelişimi farklı olsa da, yoğunluğu çocuğa uygun olarak belirlenmiş bir oryantasyon programı dahilinde yavaş bir geçiş yapmak uzun vadede okula uyumu arttırmaktadır. Bu süre içerisinde çocuğun okula alışıp alışmayacağına dair olan tüm endişelerinizi yönlendireceğiniz taraf biz olmalıyız.

Çocuğunuz okul başlamadan bir hafta önce, okula giderken izlenecek rutini yaşamaya başlayın. Erken kalkın, kahvaltı edin ve evden çıkıp bir yerlere gidin. Eğer çalışıyorsanız, çocuğunuza bakan kişilerin takip edebileceği haftalık etkinlik planı belirleyebilirsiniz. Tüm gününü evde geçiren, geç saatlere kadar uyuyan çocuğun bir anda okul temposuna geçmesi pek çok açıdan zordur.

Özellikle ihtiyaçlarını karşılamak için ebeveynlerine bağımlı olan çocuğun yeni sosyal ortamlarda stress yaşaması muhtemeldir. Bu sebeple okula başlamadan önce yetişkin gözetiminde ancak ondan bağımsız olarak ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için desteklenmelidir. (Kendi yemeğini yemesi, kendi yatağında uyuyabilmesi, kendi oyuncaklarını toplayabilmesi vb.) Bunlar çocuğun özgüvenini belirleyen en temel alanlardır. Ancak çocuğun bağımsızlığını geliştirmek demek, ona olan desteği geri çekmek demek değildir. Her zaman sevgi dolu bir dil kullanmak, çocuğa duyulan güven ve inancı ifade etmek, küçük de olsa attığı adımlara ve başarılarına karşı coşkulu ve heyecanlı yaklaşmak gerekir. Özgüveni yüksek çocuk okula daha rahat alışır.

Okul başlamadan çocuğu okul ile ilgili sorularla yormamaya çalışın. ‘Okulu sevdin mi’ ‘Yarın da gelelim mi’ ‘Hazır mısın’ ‘Heyecanlı mısın’ ‘Böyle yaparsan nasıl okula alışacaksın’ gibi sorular çocuklara sıklıkla soruluyor. Çocuğun sevdiği aktivitelere, ilgilendiği projelere, ona özel yönlerine, istek ve ihtiyaçlarına gösterilmeyen ilgi okula başlama süreci ile ilgili gösterildiğinde çocuk bundan bunalabilir ve bundan dolayı okulu sabote etmeye başlayabilir. Unutmayın ki çocukların sizlere güvenmeye ihtiyacı var. Onun adına aldığınız kararlar ve seçtiğiniz okul hakkındaki olumlu tutumunuz, net duruşunuz uyum sürecini kolaylaştıracaktır.

Kreşin/anaokulunun sadece çocukların bulunduğu bir yer olduğu söylenip anne ve babaların bulunmadığı, işe gittiğini ona açıklayın.

Çocuğunuzla okula geliş gidiş saatleri ile ilgili konuşun, sadece belli bir zaman dilimi içinde kreş/anaokulunda kalacağını belirtin.

Özellikle ilk günlerde çocuk kapıdan teslim edilip kapıdan teslim alınmalı, vedalaşma mümkün olduğunca kısa tutulmalı. Vedalaşmada çocuk ağlamaya başlasa bile ayrılma konusunda kararlı davranılmalıdır. (Onu öpüp “Ben şimdi gidiyorum” deyin ve geri geleceğinizi söyleyin. Bunun ne zaman olacağını onun anlayacağı terimler çerçevesinde ifade edin. Sonra elinizi sallayıp yolunuza devam edin. İyi olduğunu kontrol etmek için durup arkaya göz atmayın.)

Çocuğun kreş/anaokulu reddetmesi durumunda, büyükanne/büyükbaba gibi aileden birinin çocuktan yana tutum göstermesi, ona güç verir ve tepkisini büyütür. Okula gidiş tüm aile bireyleri tarafından desteklenmeli ve aile bireyleri uyum içinde olmalıdır.

Biten bir okul gününden sonra çocuğunuz ile okul hakkında bilgilendirici rol oyunları yaratabilirsiniz. Okula yeni başlayan bir çocuğun okulda geçen ilk gününü oyuncak figürler üzerinden oynayarak onun kendini ifade etme sürecini hızlandırıp çocuğunuzun aklında görsel bir şema yaratmasına yardımcı olabilirsiniz. Çocuklar neler olacağını görselleştirebildikleri zaman kendilerini güvende hissederler ve bir sonraki gün bu oyunda kendi yaşadıklarını size aktarabilirler.

Çocuğunuz okul ile ilgili korku ve endişelerini ifade ettiğinde bunları duyun, önemseyin, bunun hakkında konuşun ve sorularını dürüstlükle yanıtlayın. Korkular bastırılarak yok olmazlar, çocuğunuz ile duyguları hakkında konuşmaktan ve onu anladığınızı ifade etmekten çekinmeyin. Sorduğu sorular içerisinde yanıtını bilmedikleriniz için ‘ben de bilmiyorum, yarın bunu okula birlikte soralım, ne dersin?’ diyebilirsiniz. Bunu yapmanız, çocuğunuzun ruh sağlığının ve aranızdaki güvenli ilişkinin yıllar boyu en temel belirleyicisi olacak.

Çocuğunuzun okulda geliştirmesi gereken becerilerini önceden öğretmeye çalışmayın. Bu durum çocuğun okuldan sıkılmasına, sınıfta yapılanları takip etmek istememesine yol açar. Ebeveynlerin aktivitesi çocuklarıyla oyun oynamak, sohbet etmek, keyifli vakit geçirmek olmalı. Bırakın alfabeyi öğretmek okulun işi olarak kalsın. Eğer ilerde bu konuları öğrenmek ile ilgili zorluk yaşadığını anlarsanız elbette destek olabilirsiniz, ancak çocuğu önceden hazırlıklı bir şekilde okula göndermeye çalışmak, çocuğunuzun gözü önünde okulu küçümsemek olur. Siz küçümserseniz, o da küçümseyecektir.

UZMAN PSİKOLOG

EZGİ GİZEM NARAT