ÇOCUKLUK ÇAĞI KORKULARI

Korku, en temel duygularımızdan biridir. Tehlike hissettiğimiz durumlarda ortaya çıkan ve kaçma isteği uyandıran bir duygudur. Aslında insanı koruyan bir duygudur çünkü bizleri olası tehlikelerden korur ama bazı durumlarda yaşamı kısıtlayıcı hale gelebilir.

Korkular bilinmeyen bir durum karşısında hissedilen tehdit algısı sonucunda açığa çıkar. Bebeklikten başlayarak her yaş ve dönemde çocuk henüz öğrenmediği, deneyimi olmayan konularda korku hisseder. Çocuk, gelişim basamaklarını tırmandıkça yaş dönemine özgü korkular da zamanla kendiliğinden söner. Dolayısıyla ebeveynlerin kabul edici, olumlu, yatıştırıcı ve destekleyici tutumları bu korkuların zaman içinde sönmesi için çoğunlukla yeterlidir.

2-6 yaşlar bu korkuların en sık görüldüğü yaşlardır. Bu korkuların farklı nedenleri olabilmektedir.

Bilgi eksikliğinden kaynaklanan korkular: Çocuklar bilgi sahibi olmadıkları konularda yanlış varsayımlar yaparak yanlış sonuçlara ulaşabilmektedirler. Örneğin, gök gürültüsünden ya da çamaşır makinesinden çıkan sesten korkan çocuklar bununla ilgili kendilerince bir açıklama yapabilirler. Bu yüzden, bu seslerden korkan çocuklar için “Gök gürültüsü neden olur?”, “Çamaşır makinesi ne işe yarar?” gibi soruları cevaplamak yararlı olabilmektedir.

Olumsuz deneyimlerden kaynaklanan korkular: Düşme, yaralanma, kaza ya da ameliyat gibi durumlardan sonra çocuklarda korkular oluşabilmektedir.

Öğrenilen korkular: Ebeveynlerin korktukları durumları gözlemleyen çocuklarda aynı durumlara karşı korkular oluşabilmektedir.

İlişkilendirme temelli korkular: Örneğin kediyle ilgili olumsuz bir deneyim yaşayan çocuk bunu tüm tüylü hayvanlara genelleyebilir.

Hayal gücünden kaynaklanan korkular: Bilişsel gelişime bağlı olarak hayal gücünün gelişmesiyle canavar, hayalet vb. korkular oluşabilmektedir.

Varoluşsal korkular: Ölüm kavramının algılanmaya başlamasıyla çocuklarda kendilerinin, ebeveynlerinin ya da sevdiklerinin öleceğine dair korkular oluşabilmektedir.

Sembolik korkular: Yaşanılan kardeş doğumu, taşınma, boşanma vb. olaylarda bu olayları temsil eden korkular yaşanabilmektedir. Örneğin, kardeşin doğumunu temsil eden hırsız korkusu.

Ebeveyn tutumlarından kaynaklanan korkular: Ebeveynlerin kurduğu bazı cümleler çocuklardaki korkuları pekiştirebilmektedir.

Örneğin; “Beni dinlemezsen polisler götürür.”

                “Uyumazsan canavarlar gelir.”

                “Yemeğini yemezsen doktorlar sana iğne yapar.”

                “Elimi bırakırsan dilenciler seni alır götürür.”

Bunların yanında aşırı korumacı ve cezalandırıcı tutumlar da çocukların korkularını pekiştirmektedir.

NASIL DESTEK OLABİLİRİZ?

Çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun hissettiği korkuları küçümsememek ve saygı göstermek önemlidir. Yalnız olmadıklarını bilmek korkuyla baş ederken onlara cesaret verecektir. “Bunda korkacak ne var?”, “Sen artık bebek değilsin.” ya da “Erkek adam bundan korkar mı?” gibi söylemler yerine “Çok korkmuş olmalısın.”, “Bu konu sanırım canını sıkmış.” veya “Hepimizin bazen korktuğu şeyler olabilir.” gibi yaklaşımlar kendilerini ifade edebilmek için onları destekleyecektir.

Yetişkinler genellikle korkularını saklama eğilimindedir. Bahaneler üreterek ya da mantıklı açıklamalar yaparak korkularını gizlerler. Halbuki büyüklerin de korkularını, korkularından bahsedebildiklerini görmek çocukların kendilerini daha iyi ve rahat ifade etmesine yardımcı olur. Bazen sözel ifade çocuklar için zordur. Böyle durumlarda resmini yapmasını ya da oyunda canlandırmasını isteyebilirsiniz. Çocuklar eğer korku figürlerini oyunlarına dahil ediyorsa, buna izin verin. Çocuğun oyunlarına canavarları, vahşi yaratıkları dahil ederek onları taklit etmesi, oyuna soktuğu yeni karakterlerle onu yenmesi ya da evde ışıkları kısıp saklambaç oynaması korkuyu yenmeye hizmet edebilmektedir. 

İkinci adım ifade edilen korkuların temelini anlamaya çalışmaktır. Korkunun ne zamandır olduğu, hangi olaydan sonra ortaya çıktığı önemlidir. Eğer korkunun temeli bilgi eksikliği ise bu eksiği gidermek gereklidir. Çocuklar dünyayı yeni tanıdıklarından ebeveynin deneyimlerine ihtiyaç duyarlar.  Duyduğu ses neye ait ona bakmak, neden o sesin çıktığını açıklamak gibi. Birlikte bu sesleri dinleyip anlamlı hale getirebilirsiniz. “Bu ses üst kattaki komşunun sesi, şu an evdekilerle sohbet ediyorlar.”, “Bu ses sifon sesi, başka bir dairede şu an birisi tuvaleti kullanıyor.”, “Bu ses rüzgârın sesi.” gibi açıklamalar yapabilirsiniz. Gölgeler de çocukların korkmalarına neden olabilmektedir. Camdan vuran bir ağacın gölgesini çocuk bir canavara benzetebilir. Gördüğü bir şeyin gölgesini farklı yorumlayarak bundan korkup odaya girmek istemeyebilir. Gördüğü Çocuğa gölge oyunu hazırlanabilir, gölgenin ne olduğu ve nasıl oluştuğu anlatılabilir. Çocuğa gölgenin kime veya neye ait olduğu gösterilerek rahatlaması sağlanabilir.

Günümüzde çocukların ekran kullanımı yadsınamaz bir gerçektir. Burada önemli olan süre ve içerik kontrolünü sağlamaktır. Çocukların yaşına uygun olmayan, korkuları tetikleyecek nitelikteki içeriklere maruz kalması çeşitli korkuları ortaya çıkarabilir ya da var olan korkuların şiddetini arttırabilir.

Birlikte bu korkuları hissettiğinde rahatlama yolları oluşturabilirsiniz. Bunun bir yolu çocuğunuza güvenlikle ilgili aldığınız önlemlerden (kapıyı kilitleme, güvenlik, kamera, camlarda demir/panjur vb.) bahsetmek olabilir. Diğer bir yol ise rahatlatacak bazı değişiklikler yapmak olabilir. Örneğin; koridor ışığını açık bırakmak, gece lambası, tavana fosforlu yıldızlar yapıştırmak vb. Bunların yanında korku duygusunu hissettiğinde kullanabileceği bazı yöntemler öğretebilirsiniz. Çocuklar için eğlenceli nefes tekniklerini öğretmek, korktuğu şeyi çizip birlikte komikleştirmek, konuyla ilgili kitaplar okuyup karakter üzerinden sohbet etmek bu yöntemlerden bazılarıdır.