OKULA ALIŞMA DÖNEMİ

OKULA ALIŞMA DÖNEMİ

Çocuğun, anaokuluna başlayana kadar sadece ailesinin içinde kurmuş olduğu iletişim ağı bütün hayatını etkilemekte ve kişiliğinin temelini oluşturmaktadır. Anaokuluna yeni başlayan çocukta anne-babasına büyük ölçüde bağımlılığı devam etmektedir.Okula başlarken yaşanan ayrılık; çocukta travmatik bir durum değil, olumlu bir gelişme olarak görülmektedir. Çünkü ebeveynlerinden ayrılmaları, sosyalleşme isteklerinin doğduğu gelişimsel bir döneme denk geldiği için tehdit ya da travmatik bir yaşantı olmamaktadır. Anaokuluna başlayan çocuklarda; iki farklı davranış kalıbı ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki okula başladıkları ilk günlerde gözlemlenmektedir. İçe kapanma, etkinliklere katılmama gibi…Diğeri ise okula başlar başlamaz ortaya çıkmamakta, genellikle ortalama ikinci ay içinde kendini göstermektedir.

Okula Uyum Sürecinde Çocukların Gösterdikleri (Normal)Tepkiler :

-Anne-babanın kucağından inmek istememek,

-Anne-babanın okuldan gitmelerine sarılarak izin vermemek,

-Sürekli olarak anne-babasının ne zaman geleceğini sormak ve kapıdan ayrılmak istememek,

-Üstünü değiştirmeye direnç göstermek,

-Okulda öğlen uykusuna yatmamak,

-Okulda sessizce, gruba katılmadan bir köşede oturmak.

Neden Uyumda Zorluk Yaşanır?

İlk günlerde ağlayarak gitmek istemeyişlerinin nedenleri,görmeye alışık olduğu bireysel sevgi ve ilginin yoğunluğu azalmaktadır.Okuldaki hiçbir insana güvenmeme duygusudur.

Anne-Babanın Gözünden Okula İlk Adım

Çocuklarının okula başlaması sonucu korku, keder ve kaybetme gibi duygular hissetmektedirler. Her çocuk biriciktir, her çocuk eşsizdir bu nedenle öncelikle her şeyleriyle kendilerine özgü oldukları unutulmamalıdır. Bu anlamda çocuklarla ilgili aile ve okul paylaşımları oldukça önemlidir.  Çocuklar arasında asla okula adaptasyonla ilgili bir kıyaslama yapılmamalıdır. Kimi çocuk iki kimi çocuk bu süreci yirmi günde tamamlamaktadır. Bu ilk zamanlar bir hazırlık aşaması olarak görülmelidir. Elbette ki bir sonu vardır!

Ebeveynlerin sakin olması çok önemlidir. Çünkü aksini hissederlerse çocuklar korkularında haklı olduklarını düşünüp uyumda zorluk yaşamaktadırlar. Vedalaşma süreleri çok uzun olmamalıdır. Okul çıkışlarında tam vaktinde çocuklar alınmalıdır.Uyumda zorluk yaşayan çocuklarla okul ve aile işbirliği içinde yetişkinlerin yavaş yavaş uzaklaşması önerilmektedir.Ebeveynlerin çocuğun okulda kalması konusunda kararlı davranmaları, görülen büyük bir problem yoksa çocukların gözyaşlarına teslim olmamaları gerekmektedir. Çünkü her çocuk kimi zaman size küçük tuzaklar kurabilir. Çocuğu okula getiren kişi onun kaygılı hissedip hissetmemesinde etkilidir.Olumlu yaklaşım önemlidir.Korkutmak gibi yaklaşımlara asla yer verilmemesi gerekmektedir.

“Anaokuluna gittiğinde, öğretmenin bunlara izin vermeyecek” gibi ifadeler, dehşet ve korku gibi duygular yaratmaktadır.  Kullanılan dil önemlidir. “Sen büyük bir çocuksun. Bu tip şeyler hissetmemeli ve yapmamalısın” diyerek, endişe arttırılmamalı, empati tekniği ile, çocuğun duyguları onaylanarak yardımcı olunmalıdır.

Anne-Babalara Öneriler

Çocuğun gelişim dönemi göz önüne alınmalıdır. Okula senenin başında başlatmaya çocuğun uyumu için dikkat edilmelidir. Aile ve okulun işbirliği içinde olması alışma dönemini kısaltmaktadır. Evde bakıcı ile kalmış veya anneden hiç ayrılmamış çocukların daha çok cesaretlendirilmeye ihtiyaçları olduğunu  UNUTMAYIN!

Ailelerin, çocuklarına her sabah anaokuluna gitmeden önce, okulda neler yapacaklarını anlatmalarını korkuyu ve belirsizliği azaltacaktır. “Oyun oynayacaksın, şarkı söyleyeceksin, dışarı çıkacaksın ve yemek yiyip, uyuduktan sonra, biz gelip seni alacağız.”