Çocuklarımızla İletişimimizde Nerede Yanlış Yapıyoruz?

Çocuk yetiştirmek anne karnında başlar, bebekken şekillenir…  Aile toplumun en küçük kurumudur. Bireyler aile birliği içinde, çocukluktan itibaren yaşlılık dönemlerine kadar fiziksel ve ruhsal açıdan çeşitli aşamalardan geçerler.  Önce karakterin, daha sonra kişiliğin oluşmasında ve gelişiminde çocuk, ana baba etkileşimi sürecinde sevgi ve disiplin temel rol oynar. Çocuğun karakteri, çoğu kez kendisini ana babasının verdiği davranış özelliklerini yansıtır. Yani çocuk ailede hangi tutumla yetiştirilirse ona bağlı  bir karaktere sahip olur.Anne-baba tutumu nedir diye bakarsak eğer…

  

   Anne-Baba tutumu; ailenin çocuğuna verdiği SEVGİ ve EĞİTİM ’in aşırı ya da yetersiz oluşuna göre KORUYUCU, İLGİSİZ, REDDEDİCİ, OTORİTER, GEVŞEK, MÜKEMMELLİYETÇİ, DENGESİZ şeklinde tanımlanmaktadır.

Öncelikle anne-baba tutumlarının özelliklerini ele alalım…

A-KORUYUCU ANNE-BABA TUTUMU

Aşırı koruyucu anne baba tutumunu benimseyen ebeveyn çocuğuna müdahaleci yaklaşır ve çocuğunu sürekli kontrol eder. Çocuk, sürekli anne babası tarafından engellemelerle karşılaşır. Anne baba, çocuğun kendini tanımasına, geliştirmesine fırsat vermez.

Şöyle bir bakarsak…

 ‘’ Aman çocuğum hastalanmasın, aman her istediğini almalıyım, yemeğini yesin aç kalmasın, dışarı çıkmasın sakın hastalanır. ’’Bu gibi cümleleri çevremizden duymak ve bu tarz aşırı koruyucu anne-babalar ile karşılaşmak oldukça mümkün.

 Düşünelim; çocuğunuz çok uzun bir aradan sonra doğdu… Ailenin tek erkek veya tek kız torunu… Üzerine fazla düşüldü… Her istediği alındı fakat bu şartla beraber dışarı çıkması, yaşıtlarıyla iletişim kurması engellendi. Ağlamasın diye herkes onun emrinde oldu. Yorulmasın diye kucaklarda taşındı. Adeta dünyada sadece kendisi ve kendi istedikleri varmış gibi bir hayat sunuldu…

      Peki daha sonrasında neler olmuş olabilir? Çocuk nasıl bir kişilik kazanmış olabilir? Dört dörtlük bir çocuk olmasını her aile gibi istiyorsunuz değil mi ?

KORUYUCU TUTUMLA YETİŞEN ÇOCUKLAR;

Her sorun anne-baba tarafından çözülmüş, çocuk bunları yaşama ve öğrenme fırsatı bulamamıştır.

Çocuk kendini ve hayatı tanıyamaz.

Neyi yapıp neyi yapamadığını bilemez.

Aşırı bağımlı, pasif, beceriksiz ve özgüvensizdir.

Buna benzer diyalogları görmek çevremizde oldukça mümkün…

 

B-REDDEDİCİ ANNE-BABA TUTUMU

Burada, çocuğun başaramadıkları üzerinde durulur ve çocuk yoğun eleştiriler alır. Bazen sadece anne bazen de sadece baba çocuğa karşı reddedici tutumlar sergiler.

Anne baba çocuğuna karşı sevgisini asla göstermemekte, çocuğunu anlamamakta ve onu kurallarla, soğuk davranışlarla ve emirlerle yönetmeye çalışmaktadır .

Anne-baba çocuğu daha dünyaya gelmeden bir hayal kurar…Hepimizin yaptığı veya farkında olmadan yapmış olduğu bir şeydir aslında bu tutum…

‘’Çocuğum dört dörtlük olsun…Bir şeyde başarısız olmasın…Karnesi hepsi pekiyi olsun… ‘’ Bu gibi şeyler gerçekleşmediğinde çocuğu istemsiz olarak reddetmeye başlamış olurlar.

Bir düşünmek lazım kim çocuğunun dört dörtlük olmasını istemez ki… Komşunun çocuğu en iyisini yapıyormuş gibi gelebilir ama her mizaç ve her karakter farklıdır. Kaygılı ve güvensizdir.     

REDDEDİCİ TUTUMLA YETİŞEN  ÇOCUKLAR;                           

Tutarsız bir kişiliktedir.               

Suç işlemeye meyillidir.

Saldırgan ve İsyankar olabilirler.            

İnsanlarla iyi ilişki kuramazlar ve arkadaş bulmakta zorlanırlar.

İnsanların haklarına saygı göstermezler.

En yakını tarafından reddedilen çocuk, dışarıda gördüğü herkes tarafından reddedileceği düşünür.

 

C-İLGİSİZ ANNE BABA TUTUMU

Burada anne-baba-çocuk arasında iletişim kopukluğu vardır.

Çocuk anne babayı rahatsız etmediği sürece çocukla ilgili problem yoktur, çocuk anne babayı rahatsız ederse o zaman çocuk ile ilgili gündem oluşur ki bu gündem daha çok şikayetlerle doludur.

İletişim kuramayan çocuk ise hırçınlaşabilir.

Çocuk kendi kendine büyüyor diyen aileler bizde öyle büyüdük kimse bizle ilgilenmezdi, bizde bir problem yok gibi cümlelerle gelebilir.

Peki ya hiç şu açıdan baktınız mı ?

Zamanlar farklı, teknoloji ve hayat şartlarının değişmesiyle yalnızlaşan ve bu nedenle psikolojik sorunlar yaşayan insan sayısı günümüzde oldukça artış gösteriyor.

Öyleyse bizler neden bunu kendi çocuğumuza yaşatalım ?

İLGİSİZ TUTUMLA YETİŞEN ÇOCUKLAR

Öz güven sorunu yaşar.                                                    

Dikkat çekmek için etrafına zarar verebilir.

Sosyal gelişmesinde gecikme ve saldırganlık sergileyebilir.

Hayattan ve kendisinden beklentisi olmaz.

D-OTORİTER TUTUM

Sıkı eğitim ve disiplin uygulayan yani Otoriter tutum gösteren anne-babalar çocuğu kendi tasarladığı bir kalıba göre yetiştirmek amacını güderler.

Çocuğun hata ve yanlış yapma hakkı yoktur.  Çocuk sıkı bir denetim altında tutularak en küçük yanılgı ve hataları gözden kaçmamakta, bunların üzerinde önemle durulmakta ve düzeltilmesi istenmektedir.

            Çocuktan kurallara sorgulamadan uyması beklenir. Böyle aileler fiziksel cezayı ön planda            kullanır.                    

Bir de şu açıdan bakarsak…

Hangi yaştan olursa olsun, hangi toplumda olursa olsun bir çocuk veya bir kişi kendisine bu tarzda yaklaşılmasına olumlu geri bildirim verebilir.

OTORİTER TUTUMLA YETİŞEN ÇOCUK

Stresli ve tedirgin olabilir.

Özgüveni hemen hemen yok gibidir.

Sürekli eleştirildiği için aşağılık duygusu geliştirebilir.

Kibar, sessiz, uslu, dürüst olmasına rağmen küskün, çekingen, kolay etkilenebilen, huysuz ve aşırı hassas bir yapıya sahip olabilmektedir.

Boyun eğici ya da tam tersi  isyankar da olabilir.

Otorite kurmak çocuğu aşağılamak ve zarar vermek değildir…

E-DENGESİZ ve KARARSIZ ANNE-BABA TUTUMU

Anne babalar aynı davranışı kimi zaman normal karşılarken kimi zaman da cezalandırabilirler. Bu durum daha ziyade anne ya da babanın o anki psikolojik durumu ile ilgilidir. Bu durumda da çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamamaktadır.

               

 

DENGESİZ VE KARARSIZ TUTUMLA YETİŞEN ÇOCUKLARDA

               Bu tutum sonucunda çocuklarda iç çatışmalar ve huzursuzluklar gelişir, ardından dengesiz ve    tutarsız bir yapının oluştuğu gözlenir.

F-MÜKEMMELLİYETÇİ ANNE-BABA TUTUMU:

 

Bu tutumda, anne baba çocuklarından her şeyi beklerler, kendi gerçekleştiremedikleri şeyleri de çocuklarının gerçekleştirmesini beklerler.

MÜKEMMELLİYETÇİ TUTUMLA YETİŞTİRİLEN ÇOCUKLAR :

Aşırı titiz veya dağınık olurlar.

Özgüvensiz.

Çekingen

Başarısızlığa karşı kolay hayal kırıklığı yaşayan bireyler olurlar.

G-DEMOKRATİK ANNE-BABA TUTUMU

Bu ana-babalar çocuklarına deneme ve yanılma payı bırakırlar. Çocuğu emirlerle değil yol göstererek ve uyararak eğitirler. Çocuğun kişiliğine saygı gösterirler. Çocuktan yaşından olgun davranış beklemezler. Ana-baba bağımsız davranması için çocuğu destekler. Ana-baba serbestlik tanıyarak, çocuklarının belli davranışları yapmada ve yeteneklerine uygun kararlar vermesinde yardımcı olurlar.

DEMOKRATİK TUTUMLA YETİŞEN ÇOCUKLAR ;

Sosyal yeterlilikleri yüksek

 Beceri, yardımseverlik, bağımsızlık özellikleri gelişmiş,

 Düşüncelerini serbestçe söyleyebilen, arkadaş canlısı,

Diğer insanların gereksinimlerine duyarlı

Kendine ve diğer insanlara saygılı

Özgüven ve sosyal sorumluluk duygusu gelişmiş bireylerdir.

 

             SINIRLAR NASIL KONMALI?

1.AŞAMA -----Kendim ve çocuğum için ne istiyorum? Ondan neler beklediğinizi belirlenmelidir.

2.AŞAMA-----Anne-Baba kurallar/sınırlar konusunda görüş birliğine varılmalıdır.

3.AŞAMA-----Çocuğunuza kendisinden beklediğiniz davranışların ne olduğunu açık şekilde anlatılmalıdır.

4.AŞAMA-----Kurallar tutarlı bir biçimde uygulanmalı ve ihlalinde yaptırımlar tutarlı biçimde uygulanmalıdır.

SINIRLAR;

 AÇIK ve NET OLMALI

 ANLAŞILABİLİR OLMALI  

 ÇOCUK BÜYÜDÜKÇE YENİDEN AYARLANMALI

AİLELERE ÖNERİLER :

Çocuğunuza zaman ayırın.

Çocuğunuzla birlikte olduğunuz zaman tüm dikkatinizi ona yoğunlaştırın.

Çocuğu sevmek, ona bolca ve pahalı oyuncak almak değil onunla ortak faaliyetleri paylaşmak, ona zaman ayırmak, onunla oyun oynamaktır.

Aşağılamak, suçlamak, çocuk adına karar vermek yerineçocuğunuzu dinleyin, gerçekten dinleyin ve bunu ona gösterin; çocuğunuzu  başka işlerle meşgul olmayın. Konuşurken göz teması kurun, çocuğun yüzüne bakın, aynı hizada olmaya dikkat edin.

Göz kontağı kurarak, gülümseyerek kabul belirtisini beden diliyle pekiştirin. Böylelikle çocuk “kişiliğine saygı duyulduğunu” düşünerek iletişimini sürdürür.

Anne ve babasının kendisini dinlediğini gören çocuk duygularını ifade etme olanağı bulur. Aldığı tepkilerle “anlaşıldım” duygusunu yaşar.

Çocuğunuza karşı davranışlarınızda tutarlı olun. 

 Çocuğunuzu başka çocuklarla karşılaştırmayınÇocuk, anne babası tarafından önemsenmek, değerli bir insan olarak kabul edilmek ihtiyacındadır.

 Çocuğunuzun olumlu yönlerini ve başarılarını ön plana çıkarın

UZMAN PSİKOLOG

CANSU ASLANTAŞ