ÇOCUKLARIMIZLA NASIL ETKİLİ İLETİŞİM KURABİLİRİZ?

  İletişim iki kişi arasındaki mesaj alışverişidir. Alışveriş bildiğiniz gibi iki yönlüdür. Her konuşma iletişim değildir. Tepki ve davranışlar iletişimin göstergesidir.Gerçek bir iletişim içinde konuşulanları anlama ve düşünülenleri söyleme vardır.İletişim sosyal sürecin hayati noktasıdır. Özellikle çocukla kurulacak tutarlı ve etkili bir iletişim, çocuk eğitiminin ve mutlu bir yaşamın temel taşıdır. İletişimde kişiyi etkili kılan,insanlarla yapıcı olarak konuşmasını öğrenmedir. Başkalarını olduğu gibi kabul etmek ,ilişkileri kuvvetlendirmede en önemli etkendir.Bu nedenle çocuğa yakınlaşırken onu ana-baba veya öğretmen olarak olduğu gibi kabullenmeli ve bu haliyle sevdiğini, önemsediğini hissettirmelidir. Unutulmamalıdır ki çocuğu kendi isteklerimiz amaçlarımız yönünde programlamak değil; çocuğun yetenek ve özellikleriyle yönlendirmek onu eğitmektir. Çocukla iletişim kurmanın en etkili yolu onu dinlemektir.

   İletişim ilk olarak anne ve bebek arasında henüz anne kaındayken başlar. Bebeğiniz sizin sesinizden hissettiğiniz duygulardan etkilenerek buna göre tepkiler verebilir.Doğum sonrasında ise anne kokusunu ayırt edebilen bebek insanları ayırt edemese dahi annesini ayırt edebilir.Bu da iletişimin en güzel öeğidir aslında.Anne bebek arasındaki iletişimden sonra artık bebek bir süre sonra baba ve kendisine yakın davranan diğer insanlarla ilişki kurmaya başlar. Çocuğun ailesindeki kişilerle kurduğu sağlıklı iletişim, onun gelecekteki arkadaşları,öğretmenleri ve diğer yetişkinlerle iletişimini kolaylaştırabilir. 
Çocukla iletişim kurmak demek konuşmak değildir. Konuşmak deyince çoğu yetişkinin aklına çocuğa bir şeyler söylemek,anlatmak hatta söz dinletmek gelir. Oysa karşılıklı konuşmanın en önemli tarafı çocuğu dinlemektir. Dinleme ve anlama karşılıklı konuşmanın ayrılmaz parçasıdır.

   Bir çok anne-baba ve öğretmenler çocuklarla iletişim kurmada ve onların sorunlarına çözüm getirmede esas görevlerinin onlarla konuşmak,öğüt vermek,öneride bulunmak olduğunu zannederler. Oysa çocuğun sorunlarını çözmede gerekli olan uygun ortamı sağlamak ve onu dinlemektir. Çocuğunuzu dinlemek çocuğun gelecekte de sağlıklı bir iletişim kurabilmesini, kendisi hakkında olumlu duygulara sahip olmasını, kendisine değer verildiğini hissetmesini kendine saygısını ve problem çözme davranışını geliştirir. Bunun için çocuklara rahatlıkla konuşabilecekleri bir ortam sağlanmalı, eğer ortada bir problem varsa o problemin öncelikle kime ait olduğu bulunmalıdır. Eğer problem çocukta ise, öncelikle anne-baba çocuğa duygu ve düşüncelerini açıklamak için konuşma fırsatı vermeli, onu dinlemelidir. Dinleme çocuğa ana-baba tarafından önemsendiğini gösterir, değer verildiğini hissettirir.
İyi bir dinleyici olmak için; çocuğu dinlerken rahat bir şekilde oturulmalıdır. Rahat bir oturuş çocuğu dinlemeyi kolaylaştırır. Çocukla konuşurken göz teması kurmak önemlidir. Bunun için ya çocuğun boyunun hizasına gelmek için diz çökmeli ya da çocuğu kucağa almalıdır. Göz teması çocuğu duyulan ilgiyi ve kişiliğine duyulan saygıyı gösterir. Göz teması donuk bir şekilde olmamalıdır. Konuşurken çocuğun aynı zamanda ses tonuna, yüz ifadelerine ve bakışlarını kaçırıp kaçırmadığına dikkat edilip, davranışları ile söylediklerinin tutarlı olup olmadığına bakılır. Öeğin anne-babası boşanan bir çocuğun “ hayır sizin ayrılışınıza üzülmüyorum”. Derken gözleri sulanıyorsa çocuğun söyledikleri hakkında şüpheye düşeriz. Bu durumda iyi bir dinleyici olmak için, karşımızdaki kişinin yüzünü, elini, kolunu yani bedenini de duymamız gerekir. Çocuk kendisine yakın duran, yüzüne bakan kişiye daha çok güven, yakınlık ve konuşma isteği duyar. Çocuk bir şey anlatırken “ tamam, sen anlat ben dinliyorum” diyen ve bu arada yemekle uğraşan bir anneye anlatma isteği duymaz.
Dinleme sırasında çocuğun sözünü kesmeden,çocuk durakladığında “Hımm, evet anlıyorum.....” gibi sözlü belirtiler ya da gülümseme, baş sallama gibi sözsüz belirtiler yapılmalıdır. 
Tüm bu belirtiler, çocuğun anlattığı problemi sorduğu soruları DUYDUĞUMUZU,onu önemsediğimizi ve değer verdiğimizi çocuğa hissettirir. Bunu hisseden çocuk rahatlıkla sizinle iletişim kurar. 
Çocuğu dinlerken sessiz olunmalı, zaman zaman duraklamalarda söze karışılmalıdır. Sessizliğin faydasına gelince konuşan kişiye konuştukları hakkında düşünme, daha fazla açıklama ve olaya daha dikkatli bakma imkanı kazandırır, kişiyi aynı zamanda rahatlatır. “Ayşe'nin benim için çok iyi bir arkadaş olduğunu düşünmüyorum artık!” diyen bir çocuğun sözünü keserek “Ben sana baştan söylemiştim, Ayşe'nin iyi bir arkadaş olmadığını, artık kendine başka bir arkadaş bulmalısın” demek o çocuk için gereken sessizliği sağlamaz. Çocuk düşüncelerini tam olarak söyleyemez, kendisini rahatsız hisseder. Tam bir sessizlik iyi değildir. Çocuk konuşurken daha önce bahsettiğimiz “Hımm, evet anlıyorum” gibi sözler, duraklama ve yüz ifadeleri sessiz kalmayı tamamlar,çocuğa önemsendiğini gösterir. Bu tepkiler olmasa çocuk karşısındaki kişinin onu dinlemediğini düşünür.
Bazen çocuklar korku, kaygı kızgınlık gibi duygularını ifade edemezler. Bu durumlarda çocuğa yardımcı olmak için şunlar yapılabilir:
1)Söylenenleri iyice anlamaya çalışıp,söylediklerini kısaca tekrar edebiliriz.
ÖRNEK: ‘Ayşe çok kötü bir çocuk,bebeğimi aldı vermiyor’
(Ne ayıp kardeş kardeş oynamıyor musunuz? Yerine)
Duyduğunuzu tekrar etme:
‘Demek Ayşe bebeğini aldı ,vermiyor’
‘Evet beni kızdırıyor...’ Diye devam eder.
ÖRNEK:’Matematik dersini hiç anlamıyorum..’
(Biraz daha dikkat edersen anlarsın’ veya ’Sınıfta bir arkadaşına sor anlatsın’ yerine)
Duyduğunuzu tekrar etme:
‘Matematik dersi sana zor geliyor’
‘Evet öğretmen de bana taktı’ diye devam eder.
Duyguları tekrar etmenin yararları nelerdir?
-Söylenenlerin aynen duyulduğunu, yanlış anlaşılmadığını kanıtlar.
-Soruna çözüm getirmez, ama çocuğun sorun üzerinde daha çok düşünmesini ve çözüm bulmasını sağlar.
-Asıl sorunun ne olduğunu ortaya çıkarır.(matematik dersi öeği )
-Konuşan kişi duyulduğunu hissederek daha çok konuşur.
2)Konuşan kişinin duygularını dile getirebiliriz. Burada Ayşe öeğini verecek olursak;
‘Ayşe çok kötü çocuk.bebeğimi aldı vermiyor
ELİF ne hissediyor?:KIZGINLIK,ÖFKE
CEVAP:’Bu seni kızdırıyor ‘olabilir
   Çocukla iletişimde,duyguların dile getirilmesi onu rahatlatır ve anlaşıldığını hissetmesini sağlar. Böylece yoğun duygularını davranışa yöneltmez.

PSİKOLOG

ELİF TUTKUN